INSTAGRAM - @dr.tijenacarkan

24 ARALIK 2021

Görüntüle

Besinler bedene destek olan, hücrelerin oluşması ve yenilenmesi için gereken maddeleri sağlarlar. Besinler uygun ve dengeli biçimde alınmazlarsa, beslenme bozukluğuna bağlı hastalıklar ortaya çıkabilir. Bu sebeple doğru ve dengeli beslenmek önemlidir.

Kişiye ilk olarak kapsamlı muayene yapılmaktadır. Beslenme düzeni kişinin sağlık durumu, kilosu, diyet geçmişi, fizyolojisi gibi durumlara göre sadece kişiye özel olarak belirlenmektedir. Belirleme sürecinde kişinin tavsiye, öneri ve isteği de uzman kararı ile birlikte beslenme programı hazırlanmaktadır.

- Kaynak: Güzel, Mutlu ve Sağlıklı kitabımdan.

22 ARALIK 2021

Görüntüle

Beslenme davranış bozukluğunun altında psikolojik bir sebep düşünülebilir ve bunun söyleyebilmek için kişide organsal bir bozukluk veya bozucu alan oluşturabilecek bir nedenin ekarte edilmiş olması mutlaka gerekir.
Bozuk olanı anlayabilmek için sağlıklı olanı bilmek gerekir, o zaman sağlıklı ve normal beslenmenin temel özellikleri;
• Değişimli ve dönüşümlü beslenmedir;
• Haftanın her günü farklı bir temel besin grubunu tüketmeye özen göstermek ancak bu konuda bile ısrarcı ve takıntılı olmamaktır;
• Doyduğumuz zaman tabak yarım olsa bile yemeği bırakabilmektir;
• Öğün saatlerinde yani biyolojik ritmimize göre acıktığımız saatlerde yemek yemektir;
• Rafinasyondan (işlem görmüş olan) uzak beslenmeyi benimsemektir;
• Ayaküstü atıştırmamak ve yemeğimizi çiğneyerek tadına vararak yemektir;
• Hazır gıdalardan uzak durmak ve doğal besinler tüketmektir;
• Sağlıklı beslenmeyi belli dönemlerde değil yaşam şeklimiz haline getirmektir;
• Beslenmenin mutlu olarak yapılan bir temel ihtiyaç olduğunun bilincinde olmaktır.

-Kaynak: Güzel, Mutlu ve Sağlıklı kitabımdan.

20 ARALIK 2021

Görüntüle

Temel ihtiyaçların hepsi keyif verici özelliğe sahiptir ve keyif alınan her olayın içinde hormonlar vardır. Bedenin, sinir, lenf ve damar sistemi ile olan bütünlüğü, bağışıklık sistemi ve hormonal sistemle beraber yürür. Duygularımızı kontrol eden merkez (limbik sistem) de bu bütünün en üstünde kontrol seviyesinde yer alır. Beslenmek sadece enerji almak için midenin doldurulması değildir; öğretisi, geleneği, yöresi, alışkanlıkları, hormonları ve limbik sistemin de etkisi ile gerçekleşen multifaktöryel etkileşimli bir eylemdir.

15 ARALIK 2021

Görüntüle

Beden güzelliğinin, şişmanlık-zayıflık konusunun her dönem gündemde olması, popülaritesinin dalga dalga artması günümüzde beslenme psikolojisini de düşünmeyi daha gerekli hale getirdi.
Peki hangi durumlarda kişinin beslenme ile olan ilişkisi değerlendirilmeli ve psikolojik açıdan ele alınmalıdır?
Yanıtına gelecek olursak:
• Kişi alışkanlık olarak sürekli acıkmadan yemek yiyorsa
• Yemek alışverişleri abartılı bir tutum içindeyse
• Aldığı her ürünün etiketini okuyup adeta tez hazırlıyorsa
• Basküle hiç çıkamıyor, kilosunu öğrenmekten kaçıyorsa
• Diyetisyen diyetisyen dolaşıyorsa
• Doymasına rağmen kontrolsüz şekilde yemeğe devam ediyorsa
• Fazla kiloları ile mutlu olduğunu abartılı şekilde ilan ediyorsa
• Kendisi yemeyip sürekli olarak başkalarına yemek yediriyorsa
• Sağlıklı beslenmek konusunda çok detaycı davranıp, çevresinin tepkilerine yol açıyorsa
• Sağlıklı beslenmek adına her öğün bir operasyon haline geliyorsa
• Kilo almamak için sürekli aç geziyorsa
• Ömrü kilo vermeye çalışarak geçti ise
• Sürekli kalori hesabı yapıyorsa
• Başkalarının yanında yemek yiyemiyor ve sadece yalnızken yiyorsa
• Yemek yedikten sonra vicdan azabı çekiyorsa
• Altta bir hastalık ya da bozukluk olmamasına ve yeterince yemek yemesine rağmen kilo kaybediyorsa
• Yemek yemekten zevk alamıyorsa ya da tam tersi abartılı mutlu oluyorsa
• Yemek yiyip de kusuyorsa
• Yeterince spor, su ve sağlıklı beslenmeye rağmen ideal kilosuna ulaşamıyorsa kişinin beslenme ile olan ilişkisi değerlendirilmeli ve psikolojik açıdan destek alınmalıdır.

->Kaynak: Güzel, Mutlu ve Sağlıklı kitabımdan.

13 ARALIK 2021

Görüntüle

Vejetatif sinir sisteminin regülasyonunu sağlayan, dokunun kanlanmasını ve oksijenlenmesini artıran ve beyaz kan dolaşımını düzenleyen, prokain ile yapılan nöralterapi, asit baz dengesizliğinin, akut ve kronik latent asidozun ve metabolik asidozun en etkili tedavisidir.

Bedenimizde düzen dışı her uyarı stres faktörüdür. Bu durumlarda sempatik sistem gereğinden fazla aktif hale gelerek, yine bu sistemin en önemli bölümlerinden olan N.vagus (kafa siniri) sinirini çalışmaz hale getirerek, kişinin gelen uyarıya karşı savunmasız kalmasına neden olur. İşte burada nöralterapi, bu düzensizliğe neden olan engelleri ve tıkanıklıkları ortadan kaldırır. Bedenin kendi kendine iyileşmesini teşvik eder.

10 ARALIK 2021

Görüntüle

Kronik latent asidoz, vücuttaki kronik sistemik hastalıkların hemen hepsinin biyolojik değişiminde yer alır. Latent asidozun temelinde “bağ dokusunda yerleşmiş olan ve beden tarafında atılamayan toksinler” gibi öncelikle biriken yıkım ürünleri vardır. Regülasyon tıbbında (ruh sağlığının geliştirilmesi ve korunması) kişinin rahatsızlığı her ne olursa olsun bedenden bu toksinleri uzaklaştıramıyor ve bedenin gerçek manada olması gereken regülasyonunu sağlayamıyorsa, bir adım sonrasında organ ve dokularda bir takım sorunlar oluşacak, daha sonra da kronik hastalıklar yerleşecek ve yapısal hasarlar oluşacaktır.

08 ARALIK 2021

Görüntüle

Kronik latent asidozun tedavisinde beslenme çok önemlidir. Bedeni ve bağ dokusunu asit yükünden temizlemek için alımı da azaltmak ve düzenlemek gerekir. Bunun için öncelikle kişiye özgü besin analizi yaparak duyarlı olduğu besinlerden uzak, değişimli ve dönüşümlü beslenmeye geçilmelidir.

06 ARALIK 2021

Görüntüle

Metabolik reaksiyonlar ekstrasellüler alanda meydana gelir. Bu reaksiyonlar sırasında ve sonunda karbonik asit (H2 CO3 ), asetik asit, fosforik asit, sülfirik asit ve benzeri asidik maddeler ortaya çıkar. Sağlıklı bir organizma tampon sistemleri ile oluşan asidik metabolitleri kompanse eder. Tampon sistemleri dakikalar, saatler ve mekanizmasına göre değişen sürelerde asit baz dengesini korumaya çalışır. Ancak asit oluşumunun sürekli artışına zemin hazırlayan tüm etyopatogenetik prosesler tampon sistemlerin kapasitesini aşmaya başladığı noktada asit baz denge bozukluk tablosu oraya çıkar. Asit-Baz denge bozukluğunun devamı halinde ortaya çıkan tablo latent asidozdur. Latent asidoz süresine bağlı olarak tüm hastalıklarda olduğu gibi akut ve kronik olmak üzere iki klinik değerlendirme sürecine sahiptir.

Akut latent asidoz, regüle bir bedende dahi kısa süreli olarak meydana gelen asidozdur. Örneğin, yorgun, uykusuz, alkol ya da bol kahve içilmiş, beraberinde et ve peynir ağırlıklı bir yemek yenilmiş ise bu durma bir de hareketsizlik ve susuzluk eşlik ediyorsa, kişinin hissettiği tablo akut latent asidoz tablosudur. Günümüzde yaşlılık döneminde ortaya çıkması sebebi ile fizyolojik yaşlılık hastalığı olarak kabul edilen hipertansiyon ve diyabet gibi hastalıların ya da benzer şekilde kişileri ömür boyu ilaca bağımlı hale getirip idame edilen kronik metabolik hastalıklarda oluşan latent asidoz ise kronik latent asidozdur.

03 ARALIK 2021

Görüntüle

Bir organ hastalığını tedavi etmekten çok bütünü düzenlemeye yöneliktir. Kronik bozukluğu olan organ ve dokulara yapılacak tedaviler hastanın şikayetlerini azaltacak olsa da, sorunu tamamen çözmez. Bunun altında bağ dokusunda biriken toksik yük yani latent asidoz yatmaktadır. Tedaviler uzun süren gözlemler sonucu görülebilmektedir.

Klinikte karşımıza çıkan kronik hastalıkların; Kronik ağrı sendromu, fi bromiyalji, migren ve baş ağrıları, adipositaz, konstipasyon, refl ü, meteorizm, alerji, nörodermatit, egzema, diyabet, nöropati, romatizmal hastalıklar… etyopatogenezinde bağ dokusunun toksin yüklenmesi dolayısıyla latent asidoz olabileceğini göz ardı etmemek gerekir. Bu durumun tedavisi de bizlere hastalarımıza bütüncül yaklaşmamızı gerekli kılar. Bu bütüncül yaklaşım, aynı zamanda bir sağlık güçlendirilmesidir. Artık hastalıkla mücadele yaklaşımından daha çok bedenin sağlıklı kılınması hedeflenmeli ve bu doğru bir paradigma kayması olarak adlandırılabilir. Burada asıl amaç, hastalıkla mücadeleden daha çok insanın sürekli sağlıklı kalması ve hastalanmaması için bedeni desteklemektir.

01 ARALIK 2021

Görüntüle

Latent Asidozun Sebepleri

• Kimyasal ilaçlar ve tüm toksinler
• Bağırsak disbiyozis ve sindirim disfonksiyonu
• Beslenme
• Uzun süreli açlık
• K, Ca, Mg, Zn vb. bazik minerallerin eksik alımı
• Hareketsiz yaşam ya da aşırı egzersiz
• Kronik stres ve uyku bozuklukları
• Sentetik hormonlar, hormonal disfonksiyon
• Sistemik hastalıklar (Akciğer, Böbrek)
• Yaş almak

29 KASIM 2021

Görüntüle

Yaşam döngüsü nefes almakla başlar. Ardından gelişen ilk refleks açlık refleksidir ve yemek yeme ile enerji alımı başlar. Elektriksel ileti ile çalışan insan bedeni açık bir sistem olmakla beraber enerji alım ve atımının dengesi ile vital kalır. Sadece oksijen ve besin ile değil oral, solunumsal, rektal, dermal, parenteral ve mental olarak bedene alınan her uyarı bir seri reaksiyona uğrar. Metabolik süreçlerin sonunda kullanılacak olan moleküller kullanılır ve kullanılamayacak olanlar atılım yolaklarına ayrışır ki reaksiyonlardan çıkan atılım ürünlerine metabolit adı verilir. Bu metabolitlerin atılım yolları detoksifikasyon sistemleridir; Bağırsaklar, böbrekler, akciğerler, deri, lenf damarları ve karaciğerdir. Bağırsaklardan gaita, böbreklerden idrar, akciğerlerden ekspirasyon havası, deri aracılığı ile ter bedenin temizlenmesini sağlar. Lenfatik sistem anatomik olarak kan damarlarına paralel seyreden damar sistemidir. Karaciğer ise temel metabolizma organıdır, bedenin fabrikası olarak tanımlanır. Karaciğer bu görevi ile bağırsakların destek organıdır. Alım ve atım dengesinin normal olması ile kalitesi yüksek yaşamlar her bireyin ve koruyucu hekimliği temel hedefidir.

Alım ve atılım dengesi bozulursa bedenin metabolik reaksiyonları sonucunda atılması gereken metabolitler, ekstraselüler alanda birikmeye başlar. Asit, hidrojen (H⁺) iyonu verebilme özelliğine sahip demektir. Asit-baz dengesi, ortamda H+ konsantrasyonunun dengesidir ve vücut bu dengeyi dar sınırlar içinde tutmak için çok sayıda reaksiyonu geliştirir. Metabolik süreçlerle bikarbonat (HCO3) konsantrasyonunun azalması, solunumsal nedenlerle karbondioksitin (CO2) konsantrasyonunun artması, Henderson-Hasselbalch denklemine [H2O + CO2 ↔ H2CO3 ↔ H+ + HCO3] göre hidrojen artışı ile paraleldir. Hidrojen iyon konsantrasyonunun artmasına asidoz denir. Biriken metabolitler asidik özellikte olduğu için oluşan, labaratuar olarak ancak disfonksiyon düzeyindeki bu asidoz tablosuna latent asidoz adı verilir. Latent asidoz fizyopatolojik olarak bir prehastalık dönemdir.

26 KASIM 2021

Görüntüle

- Şelasyon kelime anlamı olarak, metallerin bağlanarak atılması demektir. Şelasyon tedavisi, vücuttan ağır metallerin uzaklaştırılması yöntemidir. Şelasyon tedavisi adı altında günümüzde pek çok yöntem kullanılmaktadır. Kliniğimizde özel diyagnoz yöntemleri (vega, reviquant) ile ağır metal seviyesi yüksek olan ve hastalığının tedavisi için bu yükten kurtulması gereken vakalara doğal ürünler ve serum ile şelasyon yöntemleri uygulamaktayız. Şelasyon hastanın takibi ile parametrelerin tekrarlayan kontrolleri ile uygulanan dinamik bir tedavi sürecidir.

- Vücudunda yüksek oranda ağır metal bulunan kişiler baş ağrısı, yorgunluk, uyku sorunları, baş dönmesi, kas ağrısı, kabızlık gibi belirtilerden şelasyon tedavisi görebilirler. Çevresel faktörlerden birçok şekilde vücudumuza ağır metaller girebilir. Bu durumda şelasyon tedavisi tercih edilebilir.

- Şelasyon; huzursuzluk, halsizlik, eklem ve kas ağrısı, düşük vücut direnci, kansızlık, kemik erimesi, böbrek yetmezliği, kalp rahatsızlıkları için önerilen bir tedavi yöntemidir. Tedavi sonrasında psikolojik olarak da bir rahatlama sağlanmaktadır.

22 KASIM 2021

Görüntüle

-> Fitoterapi, hastalıkların taze veya kurutulmuş bitkiler ve onların doğal ekstreleri ile tedavi edilmesi yöntemine verilen addır.

Bitkiler yalnızca bitkisel tedavi yöntemleri çerçevesinde kullanılmaz. Allopatik hekimlikte de bitki kullanılır; hatta bir zamanlar bütün ilaçlar bitkilerden yapılırdı. Bitki tedavisinin hakkını verebilmek için, allopatinin ilaç hazırlarken, bitkileri ne şekilde kullandığın bilmek anlamlı olmaktadır.

Bu bakış açısı içerisinde dikkat edilmesi gereken nokta şudur ki, bitkisel olan tüm ilaçlar masum ve yüzde yüz güvenli anlamına gelmez.

Unutulmamalıdır ki, fitoterapi de bir bilim alanıdır. Anadolu tıbbı, fitoterapinin en yoğun olarak uygulandığı bilim alanı, ülkemiz tarihi de en zengin topraklarından biri olmuştur. Kliniğimizde fitoterapik yaklaşımı moderen tıbbın ve farmakolojinin sentezinde, eczane satışlı ve Sağlık Bakanlığı onaylı ürünler ile yapmaktayız.

19 KASIM 2021

Görüntüle

Bizim yaklaşımımız, bir organın hastalığını ön planda tutmaktan daha çok bütünü düzenlemeye yöneliktir. Kronikleşmiş ve dejeneratifleşmiş olan organ ve dokulara yönelik yapılacak olan tedaviler, hastanın şikayetlerinde azalmaya neden olsa da, sorunu kökünde çözmemektedir. Bu çözümsüzlüğün altında bağdokusunda biriken toksik yük, diğer bir deyişle latent asidoz yatmaktadır. Onun için tedavilerin etkinlikleri ancak uzun süren gözlemler sonucunda görülebilmektedir. Bu açıdan nörovejetatif sinir sisteminin regülasyonu ve bağ dokusunun temizlenmesi doğru bir şekilde yapılmadan, kronik rahatsızlıklarda insanları yeniden sağlıklarına kavuşturmak pek mümkün olmamaktadır. Bunun için araştırma ve farklı tedavi yöntemleri (gerektiğinde konvansiyonel tıbbi bilgi ve prosedürleri içeren) kullanmanız da gerekebilir.

Hiçbir hasta diğeriyle aynı olmadığı gibi rahatsızlıkların da benzer olsa da ortaya çıkış şeklinin farklı olduğunu biliyoruz. Biz kliniğimizde bir semptom ve hastalıkla uğraşmaktan çok insanın tam ve kalıcı sağlığı için bütüncül bir yaklaşım sergiliyoruz. Bu kısa değerlendirme sonucu kliniğimizde latent asidoz durumunda yaptıklarımız ve bunun dayanaklarını sizinle paylaşmak istiyorum:

- Beslenmenin düzenlenmesi:
- Su içme alışkanlığının kazandırılması:
- Bağırsak florasının düzenlenmesi:
- Şelasyon tedavisi:
- Alkali preparatlar:
- Alkali besinler:
- Prokain Baz İnfüzyonu:
- Nöralterapi:
- Bütüncül Yaklaşım:
Onun için kişinin rahatsızlığı her ne olursa olsun gerçek manada kalıcı şifa sağlamamız için hedef, vejetatif sinir sistemini düzenlemek olmalıdır. Vejetatif sinir sistemini yeniden düzenleyecek ve işlevselliğini tekrardan kazandıracak en etkin terapötik metot nöralterapiden başkası değildir.

17 KASIM 2021

Görüntüle

Ateroskleroz: Küçük arteriollerin intimasında makrofajların LDL’yi fagosite ederek geliştirdiği enflamatuar süreç ve fibröz plak oluşumu latent asidoz ve ilişkili kalsiyum çökmesi ile kolaylaşan reaksiyonlardır. Yüksek stresli, çok sigara içen, egzersiz yapmayan, sistemik bir hastalığı olmayan, kilo fazlası olmayan hatta vücut kitle indeksi düşük olmasına rağmen erken yaşlarda geçirilen miyokard ve koroner hastalıklarında latent asidoz değerlendirilmelidir.

Kilo Artışı: Bedenin toksik ve asidik metabolitleri dokuya hasar vermemesi için yağ dokusu ile paketlenir. Bu sebeple beden asitleştikçe yağ dokusu artar ya da lipoliz zorlaşır. Bu da klinikte kilo vermede zorlanma ya da kolay kilo artışı yakınması ile karşımıza çıkar.

Dermokozmetik değişiklikler: Ciltte döküntüler, renk değişiklikleri, özellikle kızarıklık, kaşıntı, saç dökülmesi, saçların kuruması ya da yağlanması, cildin kuruması-yağlanması, selülit gelişimi, variköz venlerin yüzeyselleşmesi, ter ve ten kokusu değişikliği ve ödem latent asidozun en tipik klinik bulgu spektrumudur. Bu semptomlar lenfatik difonksiyonun latent asidoz ile olan iç-içe olan mekanizmasıdır. Lenf sıvısı zaten asidiktir ve latent asidoz varlığında lanfatik sistemin hem yükü artar hem fonksiyonu yavaşlar. Bu semptomlar maalesef sadece dışarıdan yapılan dermokozmetik tedaviler ile kalıcı çözüme ulaşamaz. Çünkü esas sorun olan bağ dokusunun latent asidozunu düzelmek gerekir. Aksi durumda tüm dış uygulamalar 6 ayda bir tekrar zorunluğu döngüsüne sıkışacaktır.

Depresyon: Latent asidozun bir diğer karşıt etkili ve sumatif semptomu mutlu olamama halidir. Stres sempatik reaksiyonları başlatır, ancak stresin devamlılığı hali sempatik –parasempatik dengesini bozar. Oluşan VSS (vejetatif sinir sistemi) disfonksiyonu, hormonal sistemi (HPA aksı), torakal sempatik zinciri, lenf sistemini parasempatik çalışmasını, bağ doku reseptörlerinin duyarlılığını değiştirerek her sistemde farklı semptomlar ile karşımıza çıkar. Uyku bozukluğu ve zaman ile azalan seratonin salgısı da bu sistemin bir işareti olabilir. Latent asidoz, depresif bozukluklarda görülen iç çekme ihtiyacının önemli sebebidir.

15 KASIM 2021

Görüntüle

Asidoz ve Eklemler: Latent asidoz varlığında bağ dokusunda biriken asit metabolitler pek çok kronik eklem ve eklem çevresi hastalığının oluşmasına bu şekilde zemin hazırlar; Omuz, sırt, bel ve baş ağrıları gibi dolaşan ve tanı konamayan pek çok ağrının ana kaynağıdır. Asidoz nedeniyle iğne şeklinde asit kristalleri oluşur ve kıkırdak dokusunu tahrip eder, eklemler deforme olur, sinir hücrelerine mekanik travma ile ağrılara neden olur. Asit ürünlerin eklem ve eklem çevresine çökmesinin en büyük sebebi kıkırdak dokunun pH’nın alkali olmasıdır.

Asidoz ve Kalp Dokusu: Kalp kasının pH'sı 6.9 yani çok hafif asidik özellikte olmalıdır. 6.5'in altına düşerse kalp fonksiyonlarında bozukluk ortaya çıkabilir.

Asidoz ve Bağırsaklar: Artmış asitlerin vücutta oluşturduğu asidoz mantar özellikle de bağırsak mantarlarının çoğalmasına zemin hazırlar, hazımsızlık başta olmak üzere çok sayıda dispeptik şikayetlere yol açar.

Asidoz ve Lenf: Varis, selülit, gelozlar, triger nokta, dermal döküntüler, akne, siyanotik görüntü, pletorik görüntü.

Asidoz ve Dispne: Nefes darlığı da ortaya çıkar çünkü eritrositlerin oksijeni taşımalarında ve kılcal damarların kendi görevlerini yapmalarından zorluklar oluşur.

Asidoz ve Keratin Doku: Saç, tırnak ve kemiklerden alındığı için, kemiklerin yoğunluğu azalır, tırnaklar kırılır ve saçlar dökülür.

Asitleşme Kolesterol Yüksekliği: Asidoz varlığında damarların iç duvarından alınan kalsiyumun yerine kolesterol geçer. Damarlar sertleşir ve arterioskleroz ortaya çıkmaya başlar. Tansiyonun yükselmesi arteriosklerozu arttırır. Damarların yağlanarak sertleşmesi, beyin, kalp, penis ve vajina gibi organlara yeterince kan gidememesi demektir. Bu da felç, beyin kanaması, yüksek tansiyon, erkeklerde iktidarsızlık ve kadınlarda cinsel isteksizliğe neden olur.

Asidoz ve Yorgunluk: Hayvansal ürünlerin kendisi aslından fazla asidik değildir ancak vücut bunu sindirmek için işleme tabi tutar ve bu işlem esnasından vücudumuzda asit birikmeye başlar. Asitleşmeyi durdurmak için beyin akciğerlere oksijen alımını yavaşlatmayı emreder. Oksijen alımının yavaşlaması ile birlikte hücreler iyi beslenemez ve kişi çabuk yorulur. Bu yorgunluk uyumakla geçmez.

12 KASIM 2021

Görüntüle

- Yorgunluk: Latent asidoza bağlı yorgunluk ikiye ayrılır: Bedensel yorgunluk ve zihinsel yorgunluk. Bedensel olan ağırlık hissi ile birliktedir. Kişi kendisini ağır ve ödemli hisseder. Zamansal özelliği yoktur ve dinlenmeyle kısa süreli ortadan kaybolabilir. Ancak bazı vakalarda hareketsizlik, ağrı ile birlikte olan yorgunluğu arttırabilir. Zihinsel yorgunluk daha çok düşünmede güçlük, hafızada zorlanma, unutkanlıkların dikkat çekmesi, konsantrasyon güçlüğü şeklindedir. Bağırsak mantarında görülen beyin sisine çok benzer ve birliktelikleri sık görülür. Kronik yorgunluğun bir diğer sebebi de latent asidozda eritrositlerin oksijen taşıma kapasitesini düşmesi ki karşımıza anemi ve başka bir sistemik hastalık ile açıklanmayan dispne ile çıkabilir.

- Eklem Ağrıları: Eklem ve eklem çevresi alanın doku pH’ı alkali özelliktedir. Zıt polaritelerin afinitesi prensibine göre asidik olan metabolitler, alkali olduğu için eklem ve çevresi alana kalsiyum ile birlikte presipite olurlar. Halk arasında kireçlenme olarak adlandırılan bu tablo hasta tarafından yeri tam lokalize edilemeyen eklem ağrısı olarak ifade edilir. Özellikle harekete başlama sırasında ve sabahları yataktan kalkarken daha şiddetli olan, gerginlik, donukluk ve batma hisleri ile birlikte olan orta şiddetli ağrılardır. Ancak lokomotor sistemin kronik ağrılı hastalıkları (fibromiyalji, romatizmal ağrılar, tetik nokta ağrıları vb.) her zaman latent asidoz ile birliktedir. Latent asidoz ağrı zeminini hazırlar, ağrı eşiğini düşürür, eklem hasarını kolaylaştırır ve iyileşmeyi geciktirir.

- Kolesterol Yüksekliği: Latent asidoz varlığında karaciğerin trigliserit ve yağ metabolizma reaksiyonlarında görülen yavaşlamanın bir bulgusu da karaciğer yağlanması ve kan yağlarının yükselmesidir. Kötü beslenmemesine ya da kilo fazlası olmamasına rağmen hiperlipideminin sebeplerinden biri latent asidoz olabilir (genetik olanlar hariç).

05 KASIM 2021

Görüntüle

* Laboratuar: Genellikle radial arter veya femoral arterden alınan kanda; pH yada [H+] derişimi, pCO2, pO2 İdrar pH ölçümü: (sabah 7,5 ideal bir değerdir), Bikarbonat düzeyleri metabolik ve solunumsal asidozun ayırımı için yapılırken, latent asidozun teşhisi için en önemli araç anamnez ile birlikte klinik muayenedir.
* Özel testler: Reviquant, Proquant, Vegatest, vb (12)
* Klinik işaretler:
-Dokunmakla kızarak cilt (Dermografizm benzeri)
-Yer yer dokunmaksızın hiperemik cilt
-Yağ oranı artmış cilt
-Esnekliğini kaybetmiş cilt, cilt altı dokusu
-Dehidrate cilt
-Kötü ter kokusu
-Deri döküntüleri
-Normale göre rengi koyulaşmış cilt
-Kötü ağız ve diş sağlığı
-Ağrı eşiğinin düşük olması
-Saç ve kıl dökülmeleri
-Tüm vücut salgılarında koku değişikliği
* Anamnez işaretleri:
-Yorgunluk
-Dolaşan ağrılar
-Check up sonuçlarının normal olmasına rağmen kendini iyi hissetmemesi
-Diş sağlığında bozukluk
-Cilt te değişiklik
-Tırnak kırılması
-Saç dökülmesi
-Şişlik hissi
-Kaşıntı
-Kırışıklık artışı
-Ödem
-Nefes açlığı

03 KASIM 2021

Görüntüle

-> Alım fazlalığı
- Asidik besinler (Şeker, gluten, çay-kahve, alkol, kırmızı et, süt, peynir)
- Yetersiz su içilmesi
- Kimyasal ilaçlar (NSAİ, antidepresanlar, antidiyabetikler, antilipidemikler vd)
- Çevre kirliliği ve sigara

-> Atım eksikliği
- Detoks organ disfonksiyonları (Karaciğer yağlanması, bağırsak florasının bozulması, böbrek fonksiyonlarında yavaşlama, akciğer hastalıkları)
- Sedanter yaşam (Egzersiz yapmamak)

-> Kronik stres varlığı

01 KASIM 2021

Görüntüle

- Vücutta sabit tutulan fizyolojik parametrelerin en önemlilerinden biri hidrojen iyonu (H+) yoğunluğudur. Çünkü hemen bütün biyokimyasal reaksiyonlar ancak fizyolojik bir hidrojen iyonu (H+) konsantrasyonunda gerçekleşebilir. Yoğunluğu, diğer iyonlara göre oldukça az olmakla birlikte, hidrojen iyonu (H+), başta enzimler olmak üzere, proteinlerin yapı ve fonksiyonlarının korunması ve sürdürülmesinde hayati rol oynar.
- Vücutta meydana gelen tüm kimyasal reaksiyonlar içinde değerlendirirsek, proton verici molekül veya iyonlara asit; Proton alıcı molekül veya iyonlara ise baz adı verilir. Eğer protonun aslında bir hidrojen iyonu (H+) olduğu göz önünde bulundurulursa, asitler eriyiklere hidrojen iyonu katan; Bazlar ise eriyikteki hidrojen iyonunu bağlayarak oradan uzaklaştıran molekül ya da iyonlardır.
- Asit-baz dengesi, vücut sıvılarındaki hidrojen iyonu (H+) konsantrasyonun dengesi anlamına gelir. Vücut sıvılarında çok az miktarda hidrojen iyonu (H+) bulunmasına rağmen, konsantrasyondaki çok küçük değişiklikler bile hücrelerdeki enzimatik reaksiyonları ve fizyolojik olayları etkileyerek süreçleri baskılar ya da hızlandırır. Hidrojen iyonu (H+) konsantrasyonundaki değişiklikler yaygın organ disfonksiyonuna yol açabileceğinden, hidrojen iyonu (H+) vücut sıvılarında sıkı bir şekilde regüle edilir. Bu regülasyona “asit-baz dengesi” adı verilir ve homeostazisin çok önemli bir parçasıdır.

27 EKİM 2021

Görüntüle

Hastadan alınan anamnez (hastalık öyküsü) farklılık gösterir. Alınan genel anamneze kişiyi nöralterapi yaklaşımı ile değerlendirecek özel bir öykü alma zorunluluğu vardır. Çünkü hastalığın çıkışı ile aynı zamana denk gelen olaylar ilişkisi çok önemlidir. Hastalıktan sonra ortaya çıkan, ağırlaşan bulgular varsa onların doktor ile paylaşılması gerekmektedir. Hastanın bu durumu tetikleyecek bir olay yaşamış olması gibi. Örneğin; “Stres, yas, hüzün ne zamandan beri mevcut?" gibi soruların cevabını doktor ile paylaşmalıdır.

25 EKİM 2021

Görüntüle

Stresin bağışıklık sistemimiz üzerinde direkt etkisi vardır. Bedenin dinlenme ve uyku durumundaki işlevlerini kontrol eder ve sinir sistemini uyararak genel uyum sendromunu devreye sokar.

Stres anında, böbreküstü bezlerinden salgılanan hormonlar, hücrelerin üretimini bozar. Bu durumda da bağışıklık sistemi hastalıklara ve enfeksiyona yatkın hale gelir. Bu yüzden bedeni ve ruhu sakinleştirerek stresi kontrol altına almak gerekmektedir.

Gevşeme egzersizleri: Egzersiz, yoga, meditasyon ve gevşeme hareketleri yapmak günlük yaşantımızda stresi daha kolay kontrol altına almamızı sağlar.

Anti-stres bitkileri: Şifalı bitkiler yardımıyla stresi daha da bastırabiliriz. Etken madde olarak ginseng kökünün stresi düzeltmekte etkileri vardır.

Moral bitkiler: Sarı kantaron ve kava kava bitkileri stres kontrolü için bize yardımcı olabilecek diğer bitkilerdir. Moral bitkileri depresyon giderici, ruhsal durumu iyileştirici etkilere sahiptir.

Gevşeme bitkileri: Kediotu, oğulotu, şerbetçi otu gibi bitkilerin yatıştırıcı etkisi vardır. İyi uyumayı sağlar.

22 EKİM 2021

Görüntüle

Nöralterapi tedavisi ne kadar sürmektedir?

Nöralterapi’nin tedavi süresi hastanın şikayetine ve vücudunun durumuna bağlıdır. Yeni başladıysa birkaç seanslık akut tedavisi yeterli olabilir. Kronik bir problem varsa uzun tedavi süresi gerekmektedir. Her tedavi seansı sonrasında hastanın şikayetlerinin tekrar ortaya çıktığı süre uzamaktadır. Tedaviler hastanın tekrar iyi durumuna ulaşacağı süreye kadar devam etmelidir.

20 EKİM 2021

Görüntüle

- Lokal/ Yüzeysel tedavi: Lokal olarak ağrı veya sorunlu bölge neredeyse, oraya cilt altı enjeksiyon yapılır. Yüzeysel enjeksiyon yöntemi ile hassas noktalar, sinir lifleri tedavi edilir.

- Segmental ve Derin Enjeksiyonlar: Lokal tedavinin etkisiz olduğu durumlarda uygulanır. Segmental tedavi, herhangi bir uyarının bir bölümünde veya tamamında refleks cevaba neden olması ve omurilik üzerinden yol bularak periferden organa ve organdan perifere etkileşimin meydana gelmesidir.

- Gangliyon tedavisi: Tedaviye cevap alınamayan durumlarda uygulanır. Rahatsızlığın olduğu bölgedeki sinir veya tetik noktaları uyararak tedaviye dahil edilir.

- Bozucu Alan tedavisi: Sorunun, şikayetin olduğu yerden başka bir yerde olduğu özel durumların tedavisidir.

- Latent Asidozun Tedavisi: Kronik bozukluğu ve dejenerasyonu olan organ ve dokulara yönelik yapılan tedavidir. Bunun altında bağ dokusunda biriken toksik yük yatmaktadır. Bu yüzden tedavi uzun gözlemler sonucunda yapılmalıdır.

18 EKİM 2021

Görüntüle

Nöralterapi hangi hastalıklarda kullanılır?

- Bademcik, sinüs ve orta kulak iltihabı
- Sinir ucu iltihabı ve nevraljiler
- Baş ağrısı ve migren
- Cilt Hastalıkları
- Pankreas, karaciğer ve safra hastalıkları
- Uyku bozuklukları
- Alerji ve astım
- Kas eklen sisteminin ağrılı hastalıkları (fıtık vb.)
- Fibromiyalji
- Adet düzensizlikleri
- İştah bozuklukları, obezite

15 EKİM 2021

Görüntüle

Fibromiyalji, vücutta 3 aydan uzun süre devam eden ve başta yaygın ve inatçı kas ağrıları olmak üzere, uyandıktan sonra vücutta tutukluluk ve yorgunluk gibi yakınmalarla seyreden bir yumuşak doku romatizması olarak tanımlanıyor.
Fibromiyalji hastalarının genel şikayetleri arasın hiçbir şey yapmasalar dahi yorgun hissetmeleri, halsizlik hissi yaşamaları ve enerji kaybı bulunuyor.

Yaşam alışkanlıklarınızda yapacağınız değişikliklerle atakların şiddetini ve sıklığını azaltabilirsiniz. Bunun için;
- Düzenli spor yapıyor olmalısınız.
- Dengeli beslenmelisiniz.
- Yatma ve kalkma saatleriniz düzenli olmalı, kaliteli uyku önemlidir.
- Psikolojik olarak kendinizi besleyin, meditasyon yapabilir size iyi gelecek hobiler edinebilirsiniz. Ruhunuz ne kadar iyi hissederse bedeniniz de o kadar iyi hissedecektir.

13 EKİM 2021

Görüntüle

Mevsim geçişleri mide sorunlarına davetiye çıkartabilir!

Mide; vücudumuzun en hassas organlarından biridir. Gündelik hayattaki stres, yenilen yemekler ve içilen sıvılar mideyi etkileyebilir. Mide hastalıklarının artışında mevsim geçişleri önemli bir etken olsa da, genetik olarak yatkınlık ve yaş gibi durumlar da rahatsızlığın oluşumunda büyük etkendir.
Beslenmenizi düzenleyerek gaz problemlerine engel olabilirsiniz.

Hangi gıdalardan uzak durmalısınız?
- Barbunya, kuru fasulye ve nohut gibi baklagiller
- Sarımsak ve soğan
- Brokoli ve lahana gibi yeşil sebzeler.
- Süt ve süt ürünlerinden peynir ile yoğurt
- Bazı meyveler (portakal, kayısı gibi) ile yüksek oranda lif içeren tam tahıllı besinler.

08 EKİM 2021

Görüntüle

Nöralterapi: fibromiyalji, faset eklem sorunları, bel ağrıları, omuz ağrıları, uyuşma ve karıncalanma tarzı nörojenik sorunlarda , eklem ve kas ağrılarında ve migren gibi vasküler kaynaklı ağrılarda, trigeminal nevralji gibi oldukça zorlu vakalarda uygulanmaktadır.

Nöralterapinin uygulanmayacağı hastalar şu şekildedir:
- Anti – Koagülan ilaç kullanan kişilerde dikkatli olunmalıdır.
- Myasthenia gravis (kas hastalarında)
- Hipertoidi nedeniyle atom tedavisi olan hastalara 6 ay süresince uygulanmaz.

04 EKİM 2021

Görüntüle

- Nöralterapi; hekim olanların ciddi bir eğitim sürecini gerektiren bir Regülasyon Tıbbı yöntemidir. İsviçre, Almanya, Avusturya, İspanya ve Güney Amerika’da birçok ülkede Üniversite düzeyinde kliniklere sahip olan bir bilim dalıdır.

- Kronik ağrı, Fibromyalji, migren, baş ağrıları, Trigeminal Nevralji, bel boyun fıtıkları, kronik yorgunluk, uyku bozukluğu, COVID sonrası geçmeyen ağrı ve yorgunluk şikayetlerinin tedavilerinde etkindir.

- Nöralterapi lokal anestezik ilaçların bedenin nöroanatomik bağlantıları kullanılarak yapılan bir düzenleme tedavisidir. Aynı zamanda hem tanı koydurucu, hem de tedavi amaçlı uygulanmaktadır.

30 EYLÜL 2021

Görüntüle

Yer kabuğunun doğal bir magnetizması (manyetik alanı) vardır. Aynı şekilde atmosfer tabakasının da insanlar üzerinde yarattığı bir alan vardır. Bu manyetik etkileşim hücre zarında madde alışverişini, atık maddeleri ve toksinlerin uzaklaştırılmasını, su, besin, oksijen, minerallerin alınmasını sağlayarak, yaşamsal fonksiyonların dengeli devamını sağlar. Manyetik Alan Tedavileri aşağıdaki hastalıklarda uygulanabilir:

-Diz ve kalça protezlerinde protezin etrafında yeni kemik oluşumunu arttırarak protezin vücuda daha iyi tutunmasını sağlar.

-Kırıklarda yeni kemik oluşumunu hızlandırarak kaynamayı çabuklaştırır.

-Osteoporoz hastalarında kemik kaybını azaltır.

-Bel boyun fıtıkları, menisküs yırtıkları gibi ağrılı kas iskelet sistemi hastalıklarında ağrıyı azaltır, kanlanmayı ve hücre yapımını arttırarak iyileşmeyi hızlandırır.

27 EYLÜL 2021

Görüntüle

Vücudun pek çok işleyişine; kan hücrelerinin yapımından, cilt yenilenmesine, metabolizma düzenlenmesinden kemik gelişimine kadar fayda sağlar.
Her vitaminin vücutta ayrı bir işlevi vardır. Hangi vitaminden nasıl fayda sağlandığını bilmek sağlığınız için önemlidir.

24 EYLÜL 2021

Görüntüle

Beslenme kavramı açlığı bastırmak, canınızın çektiği şeyleri yemek veya günü geçirmek için karın doyurmak değildir.
- Sağlığı korumak, geliştirmek, yaşam kalitesini yükseltmek için vücudun ihtiyaç duyduğu besinleri dengeli ve düzenli zamanlarda almak için önemlidir.

Düzenli beslenmek için besinlerin 4 temel besin grubundan seçilmesi önemlidir. Beslenme programınızın bir doktor veya diyetisyen tarafından hazırlanmasını önerilir.

Beslenme programınızda bulunması gereken 4 temel besin grubu:
-süt grubu.
-et grubu
-meyve-sebze grubu
-tahıl grubudur.

-> Günlük alınması gereken besinler 5 öğünde alınmalıdır; öğün atlamak veya bir öğünde porsiyonları fazla tutmak daha fazla kalori almanıza ve yağ depolamanıza neden olacaktır.
Madem her gün yemek yiyoruz, bunu sağlığımıza en faydalı şekilde yapalım.

22 EYLÜL 2021

Görüntüle

Ağrı nedeni ne olursa olsun, düzenli günlük 20-30 dakikalık egzersiz programları, özellikle açık hava yürüyüşleri gibi hafif sportif faaliyetler çok yararlı olacaktır. Özellikle lenfatik ve dolaşım bozukluğu durumlarında tedavinin kalıcılığı için mutlak gereklidir.

Ağrı nedeni, vücudunuzda zararlı madde birikimleri nedeniyle ise gıda yoluyla alınan zararlıların en aza indirilmesi kalıcı tedavi için gereklidir. Ağrı tedavisi aynı zamanda bir yaşam biçimi değişikliği ile birlikte olursa kalıcılık sağlanabilecektir.

21 EYLÜL 2021

Görüntüle

Kişinin yaşam şekli ve sağlık durumuna yaklaşımı ile ilgilidir bu durum. Belli aralıklarla nöralterapi yaptırmak tedavinin gereği değildir. Şikayetlerin ortadan kalktığı gün tedavi biter. Düzenli bir periyotta tedaviyi tekrarlamaya gerek yoktur. Ancak sağlıklı olmakla tanışan kişi ve beden adım adım, beslenmesini, su içmesini, elektromanyetik kirlilikten uzak durmasını öğrenir, toksinlerinden arınmak, bağırsak florasını düzenlemek, gerçek detoksu öğrenmek ve uygulamak için yani kısacası kliniğimizde uyguladığımız sağlıklı yaşlanma programına katılabilir ki bu tamamen kişinin tercihlerine bağlıdır.

17 EYLÜL 2021

Görüntüle

Reflünün en yaygın sebebi barsak flora bozukluğudur.
Barsak flora bozukluğu tıbbi adı ile disbiyozis varlığında barsak mukozasının özelleşmiş yapısı ve geçirgenliği bozulmuş beraberinde bağırsakların doğal ortamında bulunması gereken flora bakterilerinin sayısı azalmıştır.
Bu durumun hakim olduğu ince ve kalın bağırsaklarda ne emilim ne sindirim ne de atılım işlemleri sağlıklı bir bedende olması gerektiği gibi olamaz. Besinler sindirilmeye çalışılırken normalin üzerinde gaz açığa çıkar. Bu artan gaz vakanın şiddetine göre mide içeriği ya da sindirim sıvılarıyla beraber yer çekiminin tersi yönde hareketidir reflü. İlk yapılması gereken bağırsak florasının düzenlenmesidir.
- Akşam yemeğinizi en geç saat sekizde yemeniz, gün içerisinde kilo başına 40 ml su içmeniz, alkol ve rastgele kimyasal ilaçlardan uzak durmanız da iyileşme sürecinizin çok önemli birer parçasını oluşturacaktır.

15 EYLÜL 2021

Görüntüle

Sağlıklı bir yaşam için temel ihtiyaçlarımız var: sağlıklı ve dengeli beslenmek, bol su tüketmek, sağlıklı uyku uyumak ve düzenli olarak egzersiz yapmak.

Egzersiz? Nasıl egzersizler size sağlıklı yaşamın anahtarını verir?

Spor salonları veya yüzme havuzlarına gidemiyorsanız, yürümek sizin elinizde!

- Günde en az yarım saat yürüyebilirsiniz. Bu yürüyüşler koşuşturmalı hayatın içinde kendinize bir ödül olarak düşünülmeli…

- Sağlıklı bir yaşam hedefinizde, spor kıyafetlerinizi giyerek kendinizi en iyi hissedeceğiniz lokasyonlarda (sahil-orman vb. burası size kalmış) yürüyüş yapabilirsiniz.

13 EYLÜL 2021

Görüntüle

İsmini Yunan uyku tanrısından alan Hipnoz, bir kişinin isteği ile yapay uyku haline geçilmesine verilen isimdir ve zamanla bilimin bir parçası olmuştur.
- Hipnoz tam bir uyku hali ve bilinçsizlik hali değildir. Aksine konsantrasyon durumudur. Kişiyi belli objelere karşı odaklandırarak bilinci yarı uyku haline getirilmesi sürecidir.
- Hipnoz; sigara bırakma, depresyon, öfke kontrol eğitimi, panik atak, migren ağrıları, fobiler ve öğrenmeyi engelleyen negatif düşüncelerin ortadan kaldırılması gibi alanlarda kullanılan bir yöntemdir.

10 EYLÜL 2021

Görüntüle

Yaşam kalitesini düşüren, kişinin günlük hareketlerini dahi kısıtlayan ağrı semptomlarıyla kendini belli eden donuk omuz sendromu hafife alınmaması gereken bir rahatsızlıktır.
Akupunktur ve Nöralterapi kombinasyonu ile donuk omuz sendromunu tedavi etmek mümkün.
Donuk omuz sendromu tedavisinde sadece omuza odaklanmak tedavi sürecinde başarı getirmemektedir. Vücudun bir bütün olduğunu ve tüm yapıların birbiri içinde bir etkileşim halinde bulunduğunu unutmamak gerekir.
- Nöralterapi ile vücuttaki iletişim bozukluğuna neden olan bozucu alanların tedavisi mümkün olduğu gibi, kan akışının düzenlenmesinde ve kas sisteminin işlevini artırmasında fayda sağlanır.
- Akupunktur ise vücudumuzda doğal olarak bulunan kas gevşeticileri harekete geçirir, ilaç almadan kasların iyileşmesine fayda sağlar böylelikle ağrılarda azalma görülür.

08 EYLÜL 2021

Görüntüle

Trigeminal nevralji, yüz ve çenede görülen; kısa süreli, çok şiddetli, batıcı ve yanıcı sinir ağrılarıdır. Ani başlangıçlı ve genellikte tek taraflı bir ağrıdır. Ağrının süresi saniyeler de sürebilir 2 dakika da...
Trigeminal nevraljiyi tetikleyen faktörler arasında;
-Konuşma
-Çiğneme
-Yüz yıkama
-Diş fırçalama
-Tıraş olma
-Soğuk hava bulunmaktadır.

-Nöralterapi ve akupunktur kombinasyonu, trigeminal nevralji tedavisinde başarılı tedavi yöntemidir.

06 EYLÜL 2021

Görüntüle

Bölgesel kas-iskelet sistemi ağrıları olarak bilinen; bir veya birden fazla kas grubunda ağrı, spazm, uyuşma ve karıncalanma yaşanmasına miyofasiyal ağrı denilmektedir. Miyofasiyal ağrı sendromunda çeşitli tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Hastanın yaşam alışkanlıklarını düzeltmesini sağlamak tedavi yöntemlerinin başında gelmektedir. Kişiye göre vitamin ve mineral eksikliklerinin tamamlanması, su tüketiminin düzenlenmesi, egzersiz planlaması yapılması önemlidir. Miyofasyal ağrı sendromunun en önemli sebebi hormonall disfonksiyondur. Nöralterapi miyofasyal ağrıların tedavisinde hormon, lenf ve sinir sistemini regüle edici etkisi ile en etkin tedavi kombinasyonudur.

03 EYLÜL 2021

Görüntüle

Bir hastalığı ya da disfonksiyonu tedavi edebilmek regülasyonun nerede bozulduğunu bulmakla başlar. Vajinit multifaktöriyel bir disfonksiyondur. Nöralterapi yaklaşımında, yakınmaları ortaya çıkaran patofizyolojik değişiklikler incelenir, kişiye özel durum tespit edilir ve engeller ortadan kaldırılır. Regülasyon ancak %1-%0,5 lik prokain veya lidokain kullanılarak uygulanan nöralterapi ile mümkündür. Bu uyarı, sadece tedavi amaçlı olmayıp aynı zamanda tanı konusunda da yardımcı olmaktadır. Nöralterapide amaç vajinal mukozanın perfüzyonun ve innervasyonunun yeniden düzenlenmesi, lenfatik drenajın sağlanmasıdır. Bununla birlikte regüle olan immun sistemde etken ne ise vajinit tablosunu tedavi eder.

02 EYLÜL 2021

Görüntüle

İltihaplı romatizma olarak da bilinen ankilozan spondilit, genellikle genç yaşlarda ortaya çıkar; omurgayı ve omurganın son kısmı ile leğen kemikleri arasında yer alan sakroiliyak eklemlerini tetiklemektedir. Başlangıçta bel, sırt, boyun ve kalçanın arka kısımlarında ağrı ve tutukluk olarak ortaya çıkarken ilerleyen süreçlerde kamburluk ve omurgada kalıcı hareket engeli oluşturmaktadır. Zaman zaman halsizlik, yorgunluk, iştahsızlık ve kilo kaybı gibi şikayetlere de yol açmaktadır.

Ankilozan Spondilit tedavisinde en etkili yöntemlerden biri nöralterapidir. Ankilozan spondilit gibi tüm romatizmal rahatsızlıkların temelinde enflamasyon ve ağrı bulunmaktadır. Nöralterapi ile bedende yeniden düzenleme (regülasyon) sağlanarak kişinin ağrısı ve enflamasyonu kontrol altına alınır; eklem ve kasların rahatlamasına ve yumuşamasına fayda sağlar. Aynı zamanda ilerleyen süreçte oluşabilecek yapısal hasarların da önüne geçilmiş olur.

01 EYLÜL 2021

Görüntüle

Herhangi bir sağlık problemi olmayan insanlarda, tamamen koruma amaçlı, bağışıklık sistemini güçlendirmeye yönelik olarak ozon tedavisini yaptırabilir. Ozon tedavisi vücudumuzda bozulan ya da bozulmuş olmasına rağmen herhangi bir belirti vermeyen rahatsızlıkların oluşum aşamasında giderilmesini sağlayarak kişinin sağlıklı bir yaşam sürdürmesine yardımcı olur.

27 AĞUSTOS 2021

Görüntüle

Halk arasında sertleşme bozukluğu olarak da bilinen “Erektil Disfonksiyon”; erkeklerde cinsel ilişki sırasındaki uyarılmayla penisin sertleşememesi durumudur.
Bazı erkeklerde geçici durumlardan kaynaklanırken, bazılarında da genetik olarak ortaya çıkabilir.
Erektil disfonksiyonun modern tıp açısından bilinen nedenleri:
•Sigara, uyuşturucu ve alkol kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan dolaşım problemleri,
•Toplardamarların fonksiyonlarında aksama olması ve peniste yeterince kan toplanamaması,
•Atardamarlarda oluşan darlaşmaya bağlı olarak penise daha az kan gitmesi,
•Testosteron hormonunun verimsizliği,
•Kalp damar hastalıkları ve yüksek tansiyon (hipertansiyon) sebebiyle kişide görülebilen dengesiz durumlar,
•Kullanılan bazı ilaçlardan kaynaklanan yan etkiler,
•İlerleyen yaş,
•Psikolojik açıdan kaygı, stres ve depresyon gibi sıkıntılardır.

Nöralterapi bakış açısıyla erektil disfonksiyona sebep olan durumları ise şu şekilde kategorize edebiliriz:
•Toksin yükü,
•Sempatik disfonksiyon,
•Bozucu alan,
•Emosyonel yüklenme,
•Ağır metal birikimi,
•Latent asidoz,
•Hormonal disfonksiyon ve elektrosmog.

Bu sebepler tek tek ya da birden fazlası bir arada erektil disfonksiyona neden olabilir.
Ülkemizde 40 yaş üstü erkeklerin %34’ünde erektil disfonksiyon görülmektedir. Göz ardı edilmemesi gereken bir durumdur.

- Nöralterapi, Akupunktur ve doğal şelasyon yöntemleri ile her gün görülme sıklığı artan modern Dünya'nın erkeklerini ve çiftlerini etkileyen bu önemli sorunu tedavi etmek mümkün.

25 AĞUSTOS 2021

Görüntüle

Lezzetli ama sağlıksız gıdalardan uzak kalabilmek için birkaç yöntem sizin için faydalı olabilir:
- Açlık hissini duyar duymaz hemen bir şeyler atıştırmayarak, bir süre bekleyin. Bu süre içinde açlık hissinizin herhangi bir gıda almadan da azalma ihtimali yüksektir.
- Açlık hissinden uzak durmanın diğer bir şekli ise hareket halinde olmaktır. Sadece kalorinin sınırlanması ile olan bir diyet uzun vadede başarılı olamaz. Onun için kalorinin sınırlanmasının yanı sıra aynı zamanda egzersiz yapmak ve hareket halinde olmak bir o kadar önemlidir. Hareketlilik paralelinde verilen kilolar kalıcı olarak verilmiş olan kilolardır.
- Özellikle tatlı şeyler yemek istediğinizde, bir dilim limon kesip yiyin ya da suyunu için.
- Öğünlerinizin miktarını küçültün. Doyma durumu beyinde kontrol edilen bir merkez sayesinde yapılmaktadır.
- Acıktığınız an bir bardak su için. Mideniz dolduğunda doyma refleksi sayesinde açlık hissinizi kandırmış olacaksınız. Mide dolduğu için açlığı daha iyi tolere edebilirsiniz.

19 AĞUSTOS 2021

Görüntüle

Gluten duyarlılığı, gluten içeren besinlere karşı gösterilen reaksiyonlardır. Gluten tahıllarda bulunan, tahılın yapısındaki yapışkanlık özelliğini sağlayan proteindir. Gluten içeren besinler tüm tahıl ürünleridir (buğday, kepek, çavdar, arpa, yulaf vb.). Gluten duyarlılığı tedavisinde bu besinlerden belli süreler ile uzak durmak ve bağırsak florasını tedavi etmek gerekir.

13 AĞUSTOS 2021

Görüntüle

Bağırsak mantarı, bağırsak florası içerisinde bulunan fırsatçı patojen bir gruptur. Bağırsak florası; vücudumuzda bağırsakların iç yüzeyinde yaşayan mikroorganizma grubudur. Bu grubun içerisinde hem faydalı bakteriler hem de bağırsak mantarı gibi fırsatçı bakteriler bulunmaktadır. Bağırsaktaki iyi bakteriler azaldığı zaman fırsatçı bakteriler hastalık yapma eğilimi gösterir. Bağırsak mantarı basit karbonhidrat yani un ve şeker içeren gıdalarla beslenir. Bağırsak mantarının tedavisinde rafine karbonhidratlardan uzak kalmak ve bağırsak florasını tedavi etmek gerekir.

11 AĞUSTOS 2021

Görüntüle

VEGATEST Expert ile kişinin enerji durumu, bedensel iç düzeninin işleyişi ve muhtemel iltihap ve rahatsızlık alanları konusunda bilgi elde etmesinde yardımcı olan muayene ölçümleri sistemidir. Bu ölçümler için ihtiyaç duyulan zaman birkaç dakikayı aşmıyor. VEGATEST Expert, çok kısa sürede, hastanın 7 temel vücut bölgesindeki genel durumu konusunda kesin bir fikir veriyor. Hızlı ve etkili test süreci, hastadan da öte, bedenin kendisini nasıl hissettiğini tam olarak belirlemesinde yardımcı oluyor.

09 AĞUSTOS 2021

Görüntüle

Kronik Yorgunluk Sendromu; kişiyi sosyal, mesleki, şahsî ve ruhsal olarak zor durumda bırakan yorgunluğun yanında; uyku bozukluğu, dikkat eksikliği, hafıza zayıflığı gibi şikayetlerin de eşlik ettiği bir hastalıktır. Kronik yorgunluk sendromu olan kişiler, bu durumu kabullenmekte güçlük çekebilir, hastalık olduğuna inanmayabilirler. İlk başta yapılması gereken, kişilere bu durum hakkında bilgi verip endişelerini hafifletmektir.

Nöralterapi, vücudu bir bütün olarak ele alıp bütünsel tedaviyi hedeflemektedir. Nöralterapi ile kronik yorgunluk hastalığında fayda sağlanabilir. Bağışıklık sistemi, hormonal düzen, lenfatik akım ve sinir sistemi hepsi bir bütündür. Birinde meydana gelen aksaklık domino taşları gibi birbirini etkiler.

06 AĞUSTOS 2021

Görüntüle

Homeopati, “benzeri benzer ile tedavi etme” anlamına gelir. Bu tedavideki amaç, hastaya zarar vermeden, ılımlı ve güvenilir bir yolla hastalığı tümüyle ve kökten iyileştirmektir.

Homeopatik ilaçlar; bitkilerden, hayvanlardan, minerallerden ve insanlara veya hayvanlara ait hastalıklı dokulardan yüksek oranda seyreltilerek etkin hale getirilir. Belli bir seyreltme noktasından sonra artık ilacın elde edildiği madde yok olur ve sadece onun enerjisi veya o maddenin ruhu olarak nitelendirebileceğimiz kısmı kalır.

Sağlıklı bir insanda hastalığa yol açan bir madde çok az miktarda alındığı takdirde söz konusu hastalığı hasta bir insanda tedavi eder. Bu süreç içinde hasta insanın sahip olduğu yaşam gücü aldığı ilaçla daha da güçlenmek için harekete geçer ve vücudun kendi kendini iyileştirmesini sağlar.

04 AĞUSTOS 2021

Görüntüle

Anti Aging, bir moda değildir. Yaşamımızın her anında bizi diri, dinç, uyanık ve sağlıklı kılacak bir kılavuzdur. Yaşlanma, insanın normal bedensel ve ruhsal işlevlerinin giderek azalmasıdır. Çok değişik faktörlerin etkilediği yaşlanma sürecinin önlenebilmesi mümkün olmamakla birlikte geciktirilmesi mümkündür.
Anti Aging ile elde edilen değişimler:
• Yaşlanma belirtileri ve zamanla deride oluşan sarkma görünürlüğünün ortadan kaldırılabilir.
• Kırışıklık sonucu ortaya çıkan çizgilerin oluşum ve görünürlüğü kontrol edilebilir.
• Derideki pigment değişimlerinin ortaya çıkardığı cilt evrimi azaltılabilir.
• Leke oluşumu ile cilt görselliğindeki bozuklukların azaltılabilir.
• Esneklik kaybına bağlı sarkma belirtilerini engellenebilir.

02 AĞUSTOS 2021

Görüntüle

Avrupa'da tüm ağrı tedavi merkezlerinde nöralterapi en sık uygulanan bir tedavi metodudur. Bu tedavi metodu sayesinde hastalar ağrılarıyla yaşamak zorunda kalmıyorlar.

Bunların arasında: 

-Migren,  
-Gerilim tipi baş ağrısı, 
-Boyun sırt ve bel ağrıları,  
-Boyun ve bel fıtıkları,  
-Kulak çınlaması ,
-Baş dönmeleri,  
-Unutkanlık,  
-Nevralji,  
-Organik fonksiyon bozuklukları,  
-Her türlü eklem fonksiyon bozukluğu ve ağrıları,  
-Spor yaralanmaları,  
-Varis ve selülit tedavisi,  
-Uyku bozukluğu ve düzensizliği,
 -Bozucu alan tedavisi bulunmaktadır.

30 TEMMUZ 2021

Görüntüle

Alerji vücudun yabancı maddelere karşı gösterdiği bir bağışıklık sistemi reaksiyonudur. Alerjilerde önemli nokta neye karşı alerjinizin olduğu değil, alerjiyi geliştiren mekanizmaların ne olduğudur.
Alerjiyi oluşturan şey mukoza reaksiyonudur, bunun da başında bağırsak mukozası reaksiyonu gelir. Dermal alerjik tablolar başta olmak üzere bütün alerji tablolarının tedavisinde öncelikli hedef bağırsak florasını ve bağırsak mukozasını geçirgenliğini tedavi etmek gelir.
Alerji tedavisinde akupunktur ve nöralterapi önemli rol oynamaktadır. Alerji tedavisinde akupunktur ve nöralterapi kullanımı; vücudun az ya da çok cevap üretmesini değil, normal cevap üretmesi hedeflenmektedir.

28 TEMMUZ 2021

Görüntüle

Obezite insan vücudunda yağ kütlesi miktarının kemik, kas ve su gibi diğer bileşenleri içeren yağsız kütleye göre aşırı miktarda artmış olması durumudur. Obezite başlangıçta diyetlerle, ileri seviyelerde de çeşitli cerrahi operasyonlarla tedavisi mümkün bir hastalıktır. Obeziteden uzak kalmak için beslenme düzeninize dikkat etmelisiniz.
- Düzenli fiziksel aktiviteye başlayarak hareketsiz yaşamdan kurtulun.
- Uzman kontrolünde diyet yaparak beslenme alışkanlıklarınızı değiştirin.
- Fast food tarzı beslenmeden uzak durun. Meyve ve sebze ağırlıklı beslenin.
- Su ve şekersiz içecekleri tercih ederek meyve suları, gazlı ve şekerli içeceklerden uzak durun.

26 TEMMUZ 2021

Görüntüle

Akupunktur; eklem ağrıları, baş ağrıları, yorgunluk, kabızlık gibi birçok hastalığın tedavisinde uygulanmaktadır. Aynı zamanda zararlı alışkanlıkları bırakma konusunda da akupunktur önemli rol oynamaktadır.
Akupunktur ile nasıl sigara bırakabilirsiniz?
Nikotin beyindeki endorfin sağlayan sinir uçlarını durdurur. Sigara içilmediğinde kulakta tespit edilmiş refleks noktalarına uygulanan akupunktur ile bu sinir uçları uyarılarak endorfinlerin salınması sağlanıyor. Aynı zamanda sigara bırakma sürecinde yaşanılan gerginlik, sinirlilik, uyku kalitesindeki bozulma, yorgunluk, boşluk hissi, konsantrasyon dağılımı, iştah ağrısı gibi yoksunluk belirtilerinin azalmasına akupunktur yardımcı oluyor.

23 TEMMUZ 2021

Görüntüle

Vücutta birçok reaksiyonun sonucunda vücuda zararlı olan antioksidan maddeler oluşur. Çinko antioksidan etkisi sayesinde bağışıklık sistemi hücrelerini koruyarak hücrelerin aktivitelerini yerine getirebilmesine yardımcı olur. Böylece hastalıklara yakalanma riski azalır.
Çinkonun;
- Bağışıklık sistemini desteklemek,
- Saç, tırnak, cilt sağlığına katkıda bulunmak,
- Kemik mineral yoğunluğunu artırmak,
- Antioksidan etkinlik göstermek,
- Göz hastalıklarının tedavisine destek olmak gibi birçok faydası bulunur.

Çinkonun bulunduğu besinler:
- Balık (deniz ürünleri),
- Et,
- Ayçiçeği & kabak çekirdeği,
- Ceviz,
- Badem,
- Süt,
- Yumurta şeklinde sıralanabilir.

16 TEMMUZ 2021

Görüntüle

Gün geçtikçe, zarar görmüş bağırsak florası çoğu hastalığın sebebi olmaya başlıyor.

Sağlıklı bir bağışıklık sistemi için sağlıklı bağırsak florası önemlidir.

Bağırsak sağlığı için önemli ipuçları:

✔️ Karbonhidrat seçiminizi dikkatli yapın.
✔️ Turşu, kefir gibi probiyotik besinler tüketin.
✔️ Dengeli ve uygun miktarda et tüketin.
✔️ Mümkün olduğu kadar mevsiminde ve taze besinler tüketin.
✔️ Şekerle vedalaşın.

14 TEMMUZ 2021

Görüntüle

Yazın keyifle içtiğiniz meşrubatlar susuzluğunuzu giderse de vücudunuzun su ihtiyacını karşılamayacaktır. Günlük su ihtiyacınız kilo başına 40-50ml kadar olmalıdır. Su içmenin faydaları şöyle sıralanabilir:

- Sindirim sistemini çalıştırır.
- Hücrelere oksijen ve besin taşır.
- Cildi tazeler, güzelleştirir.
- Eklemlere destek verir.
- Böbrek ve karaciğerdeki toksinleri temizler.
- Kan dolaşımını sağlar.
- Vücutta biriken fazla maddelerin dışarı atılmasını sağlar.

12 TEMMUZ 2021

Görüntüle

Yönümüzü kaybettiğimizde doğaya bakmak lazım. Canlılığın temeli, hareket etmek, sağlıklı beslenmek ve nefes almaktır. Hareket sistemi kemik, eklem, eklem çevresi yapılar ve kaslardır. Bu yapıların hepsi kan damarları ile beslenir, lenf damarları ile artıklardan temizlenir ve sinir lifleri ile komut gelir, hareket organize edilir. Sağlıklı bir beden için düzenli egzersiz yapmak gerekir.
Yeteri kadar egzersiz yapılmazsa yıllar içerisinde ve ilerleyen yaşlarda birçok hastalıkla karşılaşabilirsiniz.
İlk gün 5 dakika egzersiz yapın. Her gün 1-2 dakika arttırın. Vücudunuz harekete alıştıkça tekrar sayıları ve süreleri artacaktır. Önemli bir ipucu; harekete alışık olmayan bedeni harekete geçirmek enerji ister. Ve en ekonomik hareketler, üst bedenin hareketleridir. O yüzden oturduğunuz yerden bile egzersize başlayabilirsiniz. Hedefiniz her gün egzersiz yapmak olsun. Bedeniniz ile barışarak, kendinizle anlaşarak, düzenli egzersiz yapan ve sağlığına yatırım yapan biri olarak hastalıklardan uzaklaşmak sizin elinizde.

09 TEMMUZ 2021

Görüntüle

Fruktoz hassasiyeti, fruktoz içeren tüm besinlere karşı gösterilen reaksiyonlar bütünüdür. Fruktoz meyve şekeridir, meyve ve meyveden elde edilen tüm besinlerde fruktoz bulunmaktadır. Meyvelerin tüketim zamanı son derece önemlidir. Akşam saatleri meyve yemekten kaçınmalı ve meyve porsiyonlarına dikkat edilmelidir.

07 TEMMUZ 2021

Görüntüle

(Platelet Rich Plasma) ya da diğer adıyla Trombositten Zengin Plazma: bir yaralanma olduğu anda oluşan kanamayı durdurmaktır. Bunun yanında dokunun onarımı ve iyileşmesine katkıda bulunan çok sayıda büyüme faktörü içerir. Saç köklerine direkt PRP uygulandığı ve büyüme faktörleri verildiği zaman saçlarda kalınlaşma, sıkılaşma ve dökülme tamamen durma ve yeni saç oluşumu gözlemlenir.

05 TEMMUZ 2021

Görüntüle

Yorgunluktan kansere hemen her edinsel hastalığın başlangıç fizyopatolojisini oluşturan latent asidozun tamamlayıcı tıp tedavi yaklaşımı:

- Nöralterapi ile detoks organlarının segment tedavisi ve prokain baz infüzyonu latent asidozun altın standart tedavisidir.
- Beslenmenin düzenlenmesi
- Su içme alışkanlığının kazandırılması
- Düzenli egzersiz alışkanlığının takibi ve lenf drenaj tedavileri
- Bağırsak florasının desteklenmesi, düzenlenmesi
- Detoks ve ağır metal atılım tedavileri
- Eksik vitamin mineralin yerine konması
- Oral sodyum bikarbonat takviyesi
- Ozon tedavisi
- Akupunktur

03 TEMMUZ 2021

Görüntüle

Tüm sağlık teknolojisi ve beslenme sanayisine rağmen D vitamini yetersizliği sessiz bir salgın şeklinde yayılmaktadır.
Sağlıklı kemik oluşumu ve kemik sağlığını korumak için D vitamini çok önemlidir.
Vücut ağrısı, halsizlik, yürüme güçlüğü, kemik ağrısı, güçsüzlük, saç dökülmesi, baş ağrısı, gözaltı morlukları, aşırı terleme, kilo vermede güçlük çekme, sürekli üşüme gibi belirtilerden birine veya birkaçına sahipseniz D vitamininiz eksik olabilir, vitamin takviyesi için doktorunuza başvurunuz.

03 TEMMUZ 2021

Görüntüle

ICMART Tıbbi Akupunktur Dünya Kongresi'nde başarılı bir sunum gerçekleştirdim.

29 HAZİRAN 2021

Görüntüle

Aç hissetmediğinizde, öğün zamanınız dışında bile yemek yediğiniz zamanlar oluyor mu? Bireyler duygu durumlarına göre açlık hissi, sosyal gereklilik ve öğün zamanı dışında yeme alışkanlığında artış yaşayabiliyor. Kimi insanda depresyon, üzüntü, kızgınlık, anksiyete gibi duygu durumları iştahsızlığa sebep olurken kimi insanda iştah kabartan bir durum haline geliyor. Duygusal yeme, olumsuz sorunlarla başa çıkmada psikolojik destek olarak görülmektedir. İnsanlar duygularını tanımlamakta zorlandığı vakit bu duygusal karmaşayı beslenme ile dağıtmaya çalışırlar. Buna ek olarak, üzgün olmanın mutluluğa kıyasla besin alımını daha çok artırdığı tespit edilmiştir. Yeme bozukluğu psikolokinezyoloji, hipnoz ve nöralterapi ile tedavi edilebilmektedir.

25 HAZİRAN 2021

Görüntüle

Kronik Enflamasyon ve Dirençli Hastalıkları konuşacağımız Nöralterapi Kongresinde, "Kronik enflamasyondan sorumlu sitokinler ve ekstraselüler alan etkileşimleri" konulu sunumu yapacağım. Hem uzun zamandır yaptığım çalışmaları ve araştırmaları aktaracak olmaktan hem de özlediklerimizle bir arada olacak olmaktan dolayı çok heyecanlıyım.

23 HAZİRAN 2021

Görüntüle

Kendi kanıyla tedavi, bireyin kendisinden alınan kanın tekrar enjekte edilmesine dayanır. Kullanım alanları:
•Akut ve kronik enfeksiyonlar
• Dejeneratif hastalıklarda özellikle de romatizmal hastalıklar
•Kan oluşumu bozukluğu
•İmmun sistem disfonksiyonları
•Alerji kaynaklı hastalıklar
•Cilt rahatsızlıklarında özellikle de egzama gibi rahatsızlıklar
•Dolaşım bozukluğu olan hastalıklar

21 HAZİRAN 2021

Görüntüle

Uluslararası Manuel Terapi Federasyonu'nun (IFMANT) tanımına göre; Manuelterapi, teknikleri eklemlere ve/veya ilişkide bulunan yumuşak dokulara uygulanan ve el becerileri gerektiren pasif hareketlerdir.
- Manuelterapinin en önemli faydası uzmanlar tarafından el ile yapıldığı için yan etkisi bulunmamasıdır.
- Doğal bir yöntem olup ilaç kullanımı gerektirmez.
- Tedavi süresi etkili ve hızlıdır. Tek seansta ağrının azalmasında etkilidir.

15 HAZİRAN 2021

Görüntüle

Stres, beslenme bozukluğu, uyku problemleri ve yoğun tempoda çalışmak gibi etkenler migreni tetikleyen önemli faktörlerdendir. Yaz aylarında da sıcak hava ve nem etkisiyle migren atakları kaçınılmaz olabiliyor. Sıcak havalarda migren ataklarınızı kontrol altına alabilirsiniz.
•Güneş gözlüğünüz olmadan güneşin tepede olduğu saatlerde (12.00-14.00 arası) dışarı çıkmayın.
•Kafeinden kaçının ve bol su tüketin, vücudunuzun sıvı kaybetmemesine özen gösterin. Mevsim meyveleri ile vücudunuzun sıvı ihtiyacını arttırabilirsiniz.
•Fiziksel stresi ve susuzluğu önlemek adına sıcak havalarda açık hava sporlarından kaçının.
•Işığa maruz kalmak melatonin hormununu baskılar ve uyumanıza engel olur. Kaliteli ve düzenli uyku migren ataklarını önleme de çok önemlidir. Her gün aynı saatte uyuyup aynı saatte uyanmaya çalışın.

11 HAZİRAN 2021

Görüntüle

Bacak ağrıları, ödem, huzursuz bacak, varis ve selülit tedavisi!!
Ortak özelliği dolaşım bozukluğu olan bu şikayetlere hormonal bozukluk, asidoz, bozucu alan, toksin fazlalığı, vejetatif disfonksiyon da eşlik edebilir. Nöralterapi alt ekstremite dolaşımının bozulduğu bu ve benzeri durumların sebeplerini ayırt edip tedavi edebilen bir enjeksiyon tedavisidir.

09 HAZİRAN 2021

Görüntüle

Sofranızda doğal antioksidanlar olsun…
Kırmızı sebze ve meyveler antioksidan özellik taşır. Domates, pancar, kırmızı lahana, nar, kırmızı üzüm, böğürtlen, çilek, kırmızı biber ve benzeri rengarenk besinler ile sofralarınızı renklendirin.

07 HAZİRAN 2021

Görüntüle

AKUPUNKTUR:
- İştahı azaltır.
- Metabolizmayı hızlandırır.
- Stresi azaltır.
- Kilo vermeyi kolaylaştırır.

04 HAZİRAN 2021

Görüntüle

COVİD SONRASI TAT VE DUYU KAYBI!!?
2019 sonunda tanıştığımız ve mücadele etmeye devam ettiğimiz coronavirüs ile her geçen gün daha çok tecrübemiz oluyor. Yakın zamandır gündemimizi covid enfeksiyonu sonrası kalan ya da yeni ortaya çıkan bazı atipik semptomların tedavisi oluşturmakta. Tat ve koku duyusunun kaybı covid enfeksiyonunda en sık gördüğümüz semptomların başında gelmekte. Çok zaman 2-3 hafta içinde tam gerilemekle beraber bazı vakalarda tat ve koku duyusu daha uzun zaman normale dönememekte. Bu gibi duyu azalması durumlarında nöralterapi ile kan, lenf ve sinirsel ileti regülasyonu sağlayarak çok etkin sonuçlar almaktayız…

31 MAYIS 2021

Görüntüle

- Karaciğeri çalıştırır
- Kan şekerini dengelemeye yardımcıdır
- Sarılıkta faydalıdır
- Yaprak ve kabukları yüksek tansiyonu düşürür
- Damar sertliğinden korur
- Safrayı artırır
- Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardımcıdır
- Sindirimi kolaydır ve hafif kalorilidir
- Sağlıklı yağ çeşitlerinden biridir

28 MAYIS 2021

Görüntüle

Asit-Baz denge bozukluğunun devamı halinde ortaya çıkan tablo latent asidozdur. Latent asidoz süresine bağlı olarak tüm hastalıklarda olduğu gibi akut ve kronik olmak üzere iki klinik değerlendirme sürecine sahiptir. Latent Asidoz sebepleri ise şöyle sıralanabilir:

1- Alım fazlalığı
- Asidik besinler (Şeker, gluten, çay-kahve, alkol, kırmızı et, süt, peynir)
- Yetersiz su içilmesi
- Kimyasal ilaçlar (NSAİ, antidepresanlar, antidiyabetikler, antilipidemikler vd)
- Çevre kirliliği ve sigara

2- Atım eksikliği
- Detoks organ disfonksiyonları (Karaciğer yağlanması, bağırsak florasının bozulması, böbrek fonksiyonlarında yavaşlama, akciğer hastalıkları)
- Sedanter yaşam (Egzersiz yapmamak)

3- Kronik stres varlığı

24 MAYIS 2021

Görüntüle

Eğer sağlıklı besleniyorsak, sağlıklı bir bağırsak floramız varsa besinlerimizi doğru yöntemlerle pişirerek tüketiyorsak aslında dışarıdan ek bir desteğe genellikle ihtiyaç duymayız.
Vücudunuzun hangi vitamin ve minerallere ihtiyaç duyduğunu belirlemek için ilk önce ayrıntılı bir anamnez almak çok önemlidir. Kişinin yaşam şekli, beslenme tarzı ve fiziksel muayeneler sonrasında bir ön tanı koyulur. Sonrasında en önemlisi hangi mikrobesin eksikse bunu ölçümleyerek replasman dediğimiz yerine koyma tedavisini uygulamak en sağlıklı olanıdır. Yapılan testler sonrası hiçbir eksiklik çıkmasa da kişiler içinde bulunduğu döneme bağlı olarak bazen vücudunda eksik hissettiği ya da bir ihtiyaç hissettiğini söyleyebiliyor. Böyle bir durumda en sık eksiklikleri görülen ya da bağışıklık sisteminin fonksiyonlarını desteklediğini bildiğimiz mikrobesinlerle destek programına başlayabiliyoruz.
Özellikle pandemi döneminde bağışıklık sistemini güçlendirmek için sık kullandığımız mikrobesinleri sıralayacak olursak;
• C vitamini,
• Çinko,
• D vitamini,
• Omega 3,
• İyot,
• Selenyum,
• Demir,
• Folik Asit
• B vitamini,
• Krom gibi vitamin ve mineraller en sık kullanılanlar içerisindedir. Belirtmek gerekir ki bu vitamin ve mineraller kişinin içinde bulunduğu durum ve ihtiyaca göre değişiklik gösterebilir ve listeye farklı mikrobesinler eklenebilir.

21 MAYIS 2021

Görüntüle

Elektrosmog. Yani elektrokirlenme. Cep telefonları, Wi-Fi ağları, yüksek gerilim hatları, mikrodalga fırınlar, baz istasyonları, radyo ve TV vericileri, radar sistemleri, askeri gözlem istasyonları, iletişim sistemleri, bilgisayarlar ve elektromanyetik radyasyon yayan daha onlarca çeşit kaynak çevremizi sarmış durumda. Modern yaşamın vazgeçilemez kablosuz teknolojileri ve yoğun elektrikli ortamlarının bizi maruz bıraktığı elektrosmog’un sebep olduğu başlıca sağlık sorunları şunlardır:
• Baş ağrısı
• Anksiyete
• Uyku bozuklukları
• Kronik yorgunluk
• Depresyon
• Konsantrasyon problemleri
• Tansiyon problemleri
• Cilt sorunları
• Çocuklarda davranış bozuklukları

17 MAYIS 2021

Görüntüle

Baş bölgesinde kafa kemikleri içindeki hava boşluklarına sinüs denir ve iç yüzeyleri mukoza tabakası ile örtülüdür. Mukoza tabakasının iltihabına sinüzit denir. Sinüzit akut ve kronik olmak üzere ikiye ayrılır. Akut ve kronik sinüzitin belirtileri de farklılık gösterir ve beklenenin tersine akut sinüzitte şikayetler daha şiddetlidir. Hastaları en çok rahatsız eden tipik bulgu ağrıdır. Bu iltihaplanan sinüse göre baş ağrısı, yüz ağrısı, göz çevresinde ağrısı şeklinde olur. Ağrının dışında burun tıkanıklığı, burun akıntısı, koku duyusunda azalma, geniz akıntısı, öksürük, çene ve dişlerde ağrı, ağız kokusu, göz kapakları ve yüzde şişme sinüzitte görülen diğer bulgulardır. Kronik sinüzitte ağrı daha seyrektir ve hastaları en çok rahatsız eden sürekli geniz akıntısı ve buna bağlı öksürük ile boğaz ağrısıdır. Mukoza hastalıkları bağırsak kaynaklı düşük enflamasyon ile ilgilidir. Bu bağlantı ile sinüzit tedavisi için bağırsak tedavisi yapmak gerekir. Oysa her atakta kullanılan antibiyotikler flora bozukluğu ile sinüziti kısır döngüye sokabilir. Sinüzite bir de bu açıdan bakmak lazım…

11 MAYIS 2021

Görüntüle

Etkeni Candida albicans olan vajinal mantar daha çok hormonal aktif dönem kadınlarda görülen genitoüriner bir hastalıktır. Dönemsel seyreder, adet siklusu ile alevlenmeler görülür. Vajinal kaşıntı ve kandisine has bir akıntı ile seyreden hastalık çok sebeple kadınların ve çiftlerin yaşamlarını olumsuz yönde etkiler. Tedavisi dirençli olabilir. Vajinal mantar bağırsak mikrobiyota bozukluğu ile birlikte görülür. Ancak genellikle bağırsakların durumu göz ardı edilir. Vajinal mantarın tedavisinin kalıcı olması için bağırsak mikrobiyotasının tedavisi bunun için de beslenmenin düzenlenmesi gerekir. Nöralterapi, vajinal floranın dengesinde perfüzyonu arttıran etkisi ile etkin bir tedavidir.

07 MAYIS 2021

Görüntüle

Nöralterapi çocuk ve yaşlılar dahil olmak üzere her yaşta hastaya uygulanabilen bir düzenleme tedavisidir. Lokal anestezik madde enjeksiyon tedavisidir. Ancak bir iğneleme tekniği değil bedene bir bütün olarak bakıp hastalık ya da disfonksiyonların sinirsel bağlantılarını kurabilme sanatıdır. Sadece bir ağrı tedavisi olmadığı gibi sadece semptom tedavi hiç değildir. Avrupa’da ve Ülkemizde dernekleri ve federasyonu olan, bilimsel kongreler ile her geçen yıl daha çok hekimin mezuniyet sonrası eğitimleri ile yaygınlaşan bir regülasyon tedavisidir. Hastalıkların tedavisinde olduğu kadar koruyucu hekimlik için tek başına uygulanabilen ancak diğer tedaviler ile de kombine edilebilen sadece hekimlerin uygulayabileceği bilimsel ve tıbbi bir tedavi yöntemidir.

06 MAYIS 2021

Görüntüle

Kabızlık tıp dilinde konstipasyon, modern yaşamın getirdiği stres, hareketsizlik ve kötü beslenme gibi faktörler, genetik yatkınlık, çevresel ve ailesel alışkanlıklar ile şekillenen ve görülme sıklığı yaygın olan bir bağırsak hastalığıdır. Kabızlık tanısı için ortala verilen sayılar olmakla beraber ideal olan ve yaşam kalitesini arttıran dışkılama sıklığı günde bir kere ve bağırsağın boşaldığı hissi ile olan defekasyondur. Herkes hayatının belli zamanlarında kabızlık yaşamış olabilir. Ancak kabızlığı sürekli hale gelmesi yani kronik kabızlık çok sayıda hastalığa zemin hazırlar. Bunlar:

- Bedenin toksin seviyesinin artması
- Kilo artışı
- Yorgunluk
- Cilt döküntüleri
- Alerjik reaksiyonlar,
- Ağrılı hastalıklar (fibromiyalji, baş ağrısı, migren)
- Reflü ve hazımsızlık en sık karşılaşılan ve altında kronik kabızlığın olduğu durumlardır.

Kabızlık tedavisi mümkündür. Beslenme düzen terapileri ve bağırsak mikrobiyota tedavileri, kronik kabızlık tedavisinin en önemli adımlarıdır.

28 NİSAN 2021

Görüntüle

Kısa süreli olan stres vücudu hızlandırır hareketlendirir sistemleri uyarır. Her ne kadar tercih etmesek de vücudu alarme eden bir durumdur. Beden tüm sistemleri ile savaş – kaç durumunu yaşar. Gerçek sorun sürekli stres halidir. Bu duruma kronik stres denir. Kronik stres çok sayıda hastalığın sebebi ya da tetikleyici olabilir. Stres böbreküstü bezini uyarır ve başlıca kortizon sentezlenir ancak stres sürekli hal alınca kortizon yetmezlik fazına girer. Pandemi süreci ile yaşayarak tecrübe edildiği üzere uzun süren stres varlığında karşımıza bakın neler çıkıyor:

• Uyku bozukluğu

• Beslenme bozukluğu (karbonhidrata karşı açlık hali)

• Depresif hal, mutsuzluk, umutsuzluk hatta ağlama atakları

• Enerjisizlik

• Kilo artışı

• Konsantrasyon güçlüğü, mental kapasite azlığı

• Kaslarda gerginlik, artan ve dolaşan vücut ağrıları

Stresten uzak kalın demek kolay! Önemli olan stresten uzak kalabilmenin, stresle baş edebilmenin yollarını göstermek, hayata geçirilmesine destek sunmak ve stresin yarattığı zararları tedavi edebilmek… Nöralterapi, akupunktur, beslenme terapileri, egzersiz kontrol, replasman tedavileri ve detoks tedavileri ile daha sağlıklı mutlu günler diliyorum…

26 NİSAN 2021

Görüntüle

Miyofasiyal ağrı sendromu, kas ağrısı, spazm ve hassasiyet ile karakterize özellik taşımaktadır. Ayrıca kas ağrılarının en yaygın nedeni olarak bilinmektedir. Bu durum genelinde; stres seviyesi yüksek olan, masa başı işlerde çalışan, yeterli egzersiz yapmayan, su tüketimi az, uyku düzeni bozuk olan ve genetik yatkınlığı olan hastalarda daha sık karşımıza çıkmaktadır.

23 NİSAN 2021

Görüntüle

Çocuklarımızın bilimin ışığında, tarihimizin ve değerlerimizin kıymetini bilerek yetişip, arzu ettikleri her alanda başarılı olmaları dileğiyle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun!

21 NİSAN 2021

Görüntüle

Bedenimizde yürütülen çok sayıda metabolik işlem sonucunda artık ürünler oluşur. Bunların vücuttan uzaklaştırılması gerekir. Beden doğal detoks sistemleri solunum, ter, idrar ve dışkıdır. Toksin alımı, üretimi fazla ve veya atılımı eksik ise metabolitler birikmeye başlar. İşte biriken toksinler sağlığımızı tehdit eden bir faktör olarak karşımıza çıkar. Ancak bu olumsuz faktör yıllar içinde oluşur. Bu sebeple vücudun toksin birikimini etkilerini hastalıklar oluşuncaya kadar, yaşam kalitesi düşene kadar ya da beklenenden erken yaşlanana kadar anlayamayız. Bu hekimin değerlendirmesi gereken bir durumdur. Çünkü detoks süreci sağlıklı yaş almak, hasta olmamak ve iyileşmek için gereklidir. Detoks önemli bir tedavi yöntemidir.

19 NİSAN 2021

Görüntüle

Sadece yemekler değildir hazmedemediklerimiz. Bedenin tolere edemediği her şey için kullanabiliriz bu kelimeyi. Duygusal hazımsızlık, ruhsal hazımsızlık, davranışsal hazımsızlık… ama burada besinlere ve beslenme davranış bozuklukları ile ilişkili olan sebepleri derleyelim:

• Lokmaları iyi çiğnemeden hızlı yemek ve yutmak,

• Yemek esnasında su içmek,

• Çok soğuk su içmek,

• Fazla miktarda yemek,

• Sık aralıklarla yemek,

• Atıştırmalar,

• Gece geç saatlerde yemek yemek,

• Sinirli, üzgün ya da kızgınken yemek,

• Uykusuzluk ve yorgunluk,

• Aşırı baharatlı yemekler,

• Kızartmalar,

• Şeker ve karbonhidrat tüketimi,

• Susuzluk en sık karşılaştığımız hazımsızlık nedenleridir.

14 NİSAN 2021

Görüntüle

Ramazan demek; bereket, empati, sabır ve dayanışma demektir. Herkese iyi ramazanlar diliyorum...

12 NİSAN 2021

Görüntüle

Almanya’da 1940 yılında bulunan ve Avrupa’da yaygın bir şekilde hekim uygulamasında olan Nöralterapi kalıcı bir tedavi yöntemi olmakla beraber koruyucu hekimlik yöntemidir.

• Ağrı tedavisi
• Allerji tedavileri
• Anti aging
• Baş ağrısı
• Baş dönmesi
• Bel fıtığı
• Boyun fıtığı
• Boyun, sırt ve bel ağrıları
• Bozucu alanlar
• Unutkanlık
• Detoks
• Dolaşım bozukluğu
• Eklem ve ekstremite şişlikleri
• Hormonal bozukluklar
• Kronik kabızlık, hemoroid
• Kronik tonsilit
• Migren
• Nevralji, yüz felci ve diğer felçler
• Sinüzit
• Sportif yaralanmalar
• Tinnitus

09 NİSAN 2021

Görüntüle

Vücutta toksin birikiminin çok sayıda belirtisi vardır.

Bunlar arasında;
- Yorgunluk,
- Kas-eklem ağrısı,
- Sinüs problemleri,
- Baş ağrısı,
- Şişkinlik, gaz, kabızlık, ishal, kötü kokulu dışkı,
- Mide ekşimesi,
- Uyku problemleri ve konsantrasyon zorluğu,
- Aşırı yemek isteği,
- Su tutma, kilo vermede sorun,
- Alerjiler, cilt problemleri, egzama, sedef hastalığı, akne,
- Göz altındaki şişlikler ve koyu halkalar,
- Adet öncesi sendromu ve diğer menstrüel bozukluklar,
- Ağız kokusu sayılabilir.

07 NİSAN 2021

Görüntüle

Manuel terapi ellerle yapılan tedavi demektir. Eklemlerdeki hareket kısıtlılıklarını düzeltmek, reversibl fonksiyon bozukluluklarını gidermek amacıyla, yalnızca elleri kullanarak yapılan bir mekanoterapi yöntemidir. Omurga ve ekstremite eklemlerindeki ağrı ve fonksiyon bozukluklarının tedavisinde uygulanan manuel terapi, maniplasyon, mobilizasyon, özel germe teknikleri, postizometrik relaksasyon teknikleri ve klinik bantlama teknikleri gibi yöntemler içerir.

05 NİSAN 2021

Görüntüle

Dünyada bilinen en eski tedavi yöntemlerinden biri olan akupunktur tedavisi; solunum yolu hastalıkları, kalp-damar hastalıkları, psikolojik hastalıklar, sindirim sistemi hastalıkları, infertilite ve romatizmal hastalıklar gibi pek çok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır. Akupunktur noktaları uyarılarak vücudumuzdaki enerji dolaşımı normale döndürülür ve hastalık hali ortadan kaldırılır. Böylece organizma ilaç tedavisine gerek kalmadan, kendi olanaklarıyla hastalığın ortadan kalkmasını sağlar. Her hastalık için ayrı program ve ayrı noktalar bulunmaktadır. Önemli olan doğru bir teşhisle, hangi noktaya nasıl bir uyarı yapılacağıdır.

29 MART 2021

Görüntüle

Sağlıklı olmak için yeterli glutatyon rezervi gereklidir. Vücut rezervinin tam olması güçlü bir bağışıklık sistemi ve aktif bir detoks sistemi anlamına gelir.

Yaş almak, alkol-sigara kullanımı, kimyasal ilaç kullanımı ve yüksek stres ile glutatyonun üretimi azalır, fonksiyonları yetersiz kalır. Bu durumda dışardan glutatyon desteği gerekli ve önemli hale gelir. Dünya’da kabul görmüş en etkin yöntem C vitamini desteği ile birlikte glutatyonun damardan serum yoluyla yapılmasıdır.

Glutatyonun etkileri ise şöyledir:

· Antioksidandır (hücreleri korur)
· Bağışıklık sistemini güçlendirir
· Karaciğeri korur
· Vücudun enerjisini arttırır
· Ağır metal atılımını hızlandırır
· Viral ve bakteriyel hastalıklara karşı korur
· Stres kontrolüne yardımcı olur
· Akciğer hastalıklarına karşı korur
· Konsantrasyon yeteneğini arttırır
· Yaşlanmayı yavaşlatır
· Detoksun anahtarıdır

26 MART 2021

Görüntüle

Manuel Terapi nasıl fayda sağlar?

Manuel terapinin amacı; deforme olmuş eklem ve kasları belirlemek ve bu deformasyonu manuel terapinin belirli manevra ve hareketleriyle düzeltmektir. Manuel terapide uygulama yapılan bölgeler; omurga ve çevre dokulardaki kaslar, ligamanlar, tendonlar, eklem ve kapsüller, kemikler ve kıkırdaklardır. Problemli olan bu yapılara yapılan elle müdahaleler ile olması gereken hareket kabiliyeti geri kazandırılır.

24 MART 2021

Görüntüle

Sağlıklı besin olarak Biber :

• Tüm biberlerde, kalori seviyesi çok düşüktür.
• Kırmızı biber antioksidan etkiye sahiptir.
• Yeşil biber göz sağlığına faydalıdır.
• Biber mineral ve vitamin bakımından oldukça zengindir.
• Kırmızı biberlerin C vitamini içeriği diğer renkli biberlere göre daha yüksektir.

Biberin Faydaları

• Antioksidan etkiye sahiptir
• Kalori açısından fakir; eser element, mineral ve vitamin açısından zengin bir sebzedir
• Kan şekerini düşürücü etkisi vardır.
• Metabolizma artıran özelliğe sahiptir.
• Kan yağ oranlarını düşürür.
• Vücutta termogenezi (ısı üretimi) tetikler.
• Yağ yıkımını arttırır.
• Tokluk hissini arttırır.
• Kas ağrılarını giderici özelliği vardır.
• Romatizma üzerinde olumlu etkilere sahiptir.

22 MART 2021

Görüntüle

Ozon tedavisi hangi hastalıkların tedavisinde uygulanabilir?

Genel olarak ozon tedavisi yapılan hastalıklar şöyledir:

* Dolaşım bozuklukları
* Göz hastalıkları
* Cilt mantarları ve enfekte cilt lezyonları
* Kanser ağrılarının tedavisi
* Enfekte yaralar
* Bağırsak hastalıkları
* Virüslerden kaynaklanan hastalıklar
* Karaciğer enflamasyonu (Hepatit A, B, C)
* Enflamasyonlu ve dejeneratif eklem hastalıkları
* Artritik/Romatizmal durumlar
* Detoks (toksinlerden arınma)
* Anti aging

19 MART 2021

Görüntüle

Bağışıklık sistemini güçlü tutmak için neler yapılabilir?

✅ Sağlıklı bir bağırsak florası için doğru beslenme ve ihtiyaca uygun probiyotik kullanımı

✅ D Vitamini, C Vitamini ve Çinko ile hücresel düzeyde destek

✅ Yeterli ve sağlıklı su tüketimi

✅ Kaliteli uyku ile melatonin seviyesini yüksek tutulması

✅ Günlük 30 dakika egzersiz

17 MART 2021

Görüntüle

Kineziyoloji

Kineziyoloji kas testi demektir ve uygulamalı kinezyoloji bir tanı ve aynı zamanda tedavi metodudur. Asıl amaç bedenin kendi enerjisini kullanarak bedensel ve ruhsal dengeyi sağlamaktır. Beden bütünlüğü içerisinde kaslara özel teknikler ile soru sorma yöntemidir. Tüm organizmanın durumu kendini kas fonksiyonlarında gösterir. Yani kaslar organizmada oluşan ve vejetatif sinir sistemine kaydolan her şeyin bir göstergesidir. Korkuların tedavisi, stresin azaltılması, vücudun ihtiyacı olan destek ürünlerin bulunması, toksinlerin belirlenmesi vb pek çok duruma kineziyolojik yöntemlere yaklaşmak ve çözmek mümkündür.

15 MART 2021

Görüntüle

Leptin, elimizdeki yemeği bırakmamızı sağlayan ve beynimizde yemek yemeyi sonlandırmamızı söyleyen TOKLUK hormonudur.

‼️ Ne kadar yesem de doymuyorum diyorsanız Leptin direnciniz gelişmiş olabilir.

Leptin direnci hangi durumlarda artar?

• Dengesiz beslenme sonucu früktoz, şeker, kolestrol ve trigliserid seviyelerinin bozulması

• Geç saatte karbonhidrat ile beslenmek

• İnsülin direncinizin yüksek olması

• Devamlı atıştırma isteği

• Karaciğer yağlanması

• Stresli olmak

• Yetersiz ve kalitesiz uyku

!! Hem insülin direnciniz hem de leptin direnciniz varsa su içseniz bile kilo alabilirsiniz.

12 MART 2021

Görüntüle

Akupunktur vücudumuzda fasya üzerinde bulunan belli noktalara iğne batırılarak bedene verilen uyarı ile bedenin kendini iyileştirmesini sağlayan bir tedavi yöntemidir.

Akupunktur tedavisi; kan dolaşımını arttırır, bağışıklık sistemini uyarır, yara iyileşmesini hızlandırır ve ağrıların azalmasına yardımcı olur.

10 MART 2021

Görüntüle

Ozon tedavisi, dokulara ulaşan oksijen miktarının büyük ölçüde arttırılmasını sağlaması sebebiyle tıbbın birçok farklı alanında tercih edilmektedir.

Kan yolu ile yapılan ozon tedavisinden sonra antioksidan sistemde aktive artışı, metabolizmada hızlanma, eklem kıkırdak dokusunun rejenerasyonu, enerji artışı, kolajen doku aktivasyonu, damar cidarının rejenerasyonu (yenilenmesi), dokudaki oksijenasyonun artırılması, karaciğer rejenerasyonu ve dolayısıyla vücudun kendini yenileme mekanizmasının aktivite edilmesi sağlanır.

03 MART 2021

Görüntüle

Mezoterapi hangi hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır?

• Kronik baş ağrıları

• Spor yaralanmaları

• Osteoartritler, (Diz eklemi, bel-kalça, ayak bileği bölgesi ağrılarında, omuz eklem rahatsızlıklarında)

• Kılcal damar genişlemeleri yara nedbelerinde, kapanmayan yaralarda

• Primer lenfatik ve venöz dolaşım problemlerinde

• Saç dökülmelerinin tedavisinde kullanılmaktadır.

01 MART 2021

Görüntüle

Bağırsak florası nasıl tedavi edilir?

Bağırsak florasını bozan durumların başında hatalı beslenme, kullanılan ilaç ve kimyasallar yer alır.

Bozulmuş bir bağırsak florası tamamlayıcı tıp yöntemleriyle tedavi edilebilir.

1) Bağırsakların artıklardan, toksinlerden arındırılması

2) Bağırsak florasında eksik olan mikroorganizmaların yerine konması

3) Besin duyarlılığına neden olan besinlerin diyetten uzaklaştırılması

4) Bağırsakların beslenmesinin ve çalışmasının düzenlenmesi (nöralterapi tedavisi)

26 ŞUBAT 2021

Görüntüle

Mezoterapi, mezodermden köken alan deri, kıkırdak, kas veya yağ dokularının patolojilerinin tedavilerinde tamamlayıcı olarak kullanılabilir. Mezoterapi uygulama tekniğinde amaç 4 mm derinliğe kadar ürünlerin depo şeklinde bırakılmasıdır. Ağrı mezoterapisinde üç seansın sonunda sonuçlar değerlendirilerek tedavi gidişatı planlanır.

24 ŞUBAT 2021

Görüntüle

Prebiyotik besinler lif açısından zengin kaynaklardır. Başlıcaları; Soğan, sarımsak, pırasa, domates, kuşkonmaz, enginar, elma, muz, böğürtlen ailesi, fındık, keten tohumudur. Beslenmenizi prebiyotik besinler ile zenginleştirin. Eğer bunu besinler ile karşılayamıyorsanız toz ya da kapsül formunda prebiyotik desteği için doktorunuza danışın.

22 ŞUBAT 2021

Görüntüle

Besin duyarlılığı, bağırsak mukoza geçirgenliğinin artması ve sağlıksız bağırsak mikrobiyotası ile birlikte görülür. Besin duyarlılığı hazımsızlık, gastrit, kabızlık, egzema, migren, kilo artışı, alerji başta olmak üzere çok sayıda hastalık ile ilişkilidir. Bu ve benzeri hastalıkların kalıcı tedavisinde bağırsak mikrobiyotasının onarılması gerekir. Bağırsak mikrobiyotasının tedavisi için bireysel beslenmenin duyarlılık tespit edilen besinlerin uzaklaştırılması ile düzenlenmesi, mukozayı tamir edecek destek ürünlerin ve probiyotik – prebiyotik benzeri ürünlerin doktor kontrolünde yapılacak test sonuçları ile desteklenmesi gerekir.

19 ŞUBAT 2021

Görüntüle

Yapılacak olan injeksiyonlar için lokal anestezikler kullanılmaktadır. Uygulanan lokal anestezikler problemli olan bölgede düzenlemeler yapar ve zararlı maddeleri uzaklaştırır. Böylece hastalık oluşturan dokulardaki kan akımı ve oksijen geçişi artar, aynı zamanda ağrı sinyalleri azalarak hastada rahatlama sağlanır.

17 ŞUBAT 2021

Görüntüle

Glutatyon aslında doğal olarak vücutta üretilen bir maddedir. Ancak glutatyon seviyesi yaşın ilerlemesiyle, kötü beslenme, alkol, sigara, ilaçlar, toksik maddeler ve çevresel faktörler nedeniyle zamanla gittikçe azalır. Bu nedenle sağlıklı bir yaşlanma için dışarıdan alınması önerilmektedir.

• Güçlü bir antioksidan olan glutatyon yaşlanma karşıtı etkisi sağlar,

• Beyni ve vücut dokularını serbest radikallerin zararlarından korur,

• Tüm vücutta yüksek detoks-ifikasyon etkisi vardır,

• Kanserojen ve toksik maddeleri etkisiz hale getirerek vücuttan atılımını sağlar,

• DNA ve protein yapımında önemli rol oynar,

• Bağışıklık sistemini düzenler ve güçlendirir. Otoimmun hastalıklarla mücadeleye yardımcı olur,

• Vücutta enflamasyonu (iltihap) azaltır,

• Kas performansını arttırır,

• Bedene ve ruha enerji verir,

• Glutatyonun herhangi bir yan etkisi yoktur, aksine vücuda destek sağlar.

15 ŞUBAT 2021

Görüntüle

İlaçlarla yapılan migren tedavisi semptomatiktir yani sadece ağrıyı bastırmak amaçlanır. Nöralterapi ile migrene yaklaşım ise sebebe yöneliktir. Nöralterapiyle tedavide amaç migren yakınmalarını ortaya çıkaran nedeni bulmak, nötralize etmek ve dengelemektir. Nöralterapi yaklaşımında, yakınmaları ortaya çıkaran patofiziyolojik değişiklikler incelenir, kişiye özel durum tespit edilir ve ortadan kaldırılır.

12 ŞUBAT 2021

Görüntüle

C vitamini bilinen en önemli antioksidanlardan biridir. Bağışıklık sistemini güçlendirir, anti aging etkisi yaratır ve pek çok sağlık rahatsızlığında da iyileşmede etkili bir rol oynar. C vitamini yüksek dozlarda damardan iv terapi adlı yöntemle direkt verildiğinde antioksidan ve hücre iyileştirici etkisi, bağışıklığı güçlendiren etkisi çok daha fazla olmaktadır. Bağışıklığı zayıf olan kişiler, sigara ve alkol tüketenler, sürekli seyahat eden kişiler, yoğun çalışma temposu olan kişiler bu tedavi ile bağışıklığını güçlendirip, daha enerjik ve konforlu bir yaşam sürebilirler.

10 ŞUBAT 2021

Görüntüle

Omurga ve ekstremite eklemlerindeki ağrı ve fonksiyon bozukluklarının tedavisinde uygulanan manuel terapi, maniplasyon, mobilizasyon, özel germe teknikleri, postizometrik relaksasyon teknikleri ve klinik bantlama teknikleri gibi yöntemler içerir. Tedavinin ellerle yapılmasından ötürü adı ‘Manuel Terapi’ yani elle tedavi adını almıştır.

08 ŞUBAT 2021

Görüntüle

Akupunktur tedavisi vücudun belirli bölgelerine batırılarak yapılan bir tedavi yöntemidir. Pek çok hastalıkta etkisi kanıtlanmış olan akupunkturun vücuda pek çok yararı bulunuyor.

Akupunktur tedavisinin vücuda etkileri nelerdir?

• Analjezik yani ağrı kesici etkisi

• Ağrı eşiğini yükseltir

• Bağışıklık sistemini güçlendirir

• Kişinin çalışma gücünü artırır

• Sempatik ve parasempatik sistemi dengeler

• Vücudunuzda bulunan pek çok mineral ve iyon dengesini ayarlar

• Beyinde seratonin ve endofrin gibi hormon ve maddeleri ortaya çıkartır

• Sedasyon (sakinleştirici) etkisi

• Homeostetik etki

05 ŞUBAT 2021

Görüntüle

Ozon terapi, güvenli, etkili ve bilimsel bir uygulamadır. Oldukça eski bir tedavi yöntemi olmakla beraber her geçen gün yararlı etkilerinin sayısı artmaktadır.

Ozon tedavisi hangi hastalıklara iyi gelmektedir?

• Dolaşım bozuklukları

• Bel ve boyun ağrıları

• Bağırsak hastalıkları

• Deri hastalıkları

• Kas hastalıkları

• Eklem ağrıları ve kireçlenme

• Şeker hastalığı

• Alerji

• Sporcularda performans artırma

03 ŞUBAT 2021

Görüntüle

• Kas iskelet sisteminin dejeneratif (eskime, hasarlanma) ile giden hastalıklarında kullanılabilir.

• Özellikle diz kireçlenmeleri ile pek çok çalışma yapılmış ve etkinliği gösterilmiştir. Kalça kireçlenmelerinde de etkili olduğu bildirilmektedir ancak çalışma sayısı dize göre daha azdır.

• İkinci en fazla uygulama alanı yine diz ağrısı olup menisküs, ön çapraz bağ gibi dizin iç yapısında hasarlanma olan durumlardır. Bu hasta grubu genç olup pek çoğu spor veya iş-uğraşı yaralanması sonrası hasar gelişen hastalardır ve hem cerrahi dışı hem de cerrahi tedaviye destek olarak PRP tedavisi önerilmektedir.

• Omuz problemlerinde özellikle omuz sıkışma sendromunda hasarlanmış omuz tendonlarının tamiri için PRP kullanılabilir.

• Omuz etrafı kasların tendinitleri, aşil tendiniti, patellar tendinitte iyi sonuçlar alınmaktadır.

• Plantar fasiit olarak tanımlanan ayak tabanı fasya yapısının bozulması ile giden ve zamanla topuk dikeni ile giden hastalıkta uygulanabilir.

01 ŞUBAT 2021

Görüntüle

Sağlıklı ve dengeli beslendiğiniz sürece vücudunuzun ihtiyaç duyduğu her şeyi karşılarsınız. Tabii ki özellikli durumlar da var. Pandemi günlerine ait düzenlediğim bu konuyu akılda kalıcılığı için madde madde özetlemeye çalışayım.

• Sağlıklı beslenme nedir? Dengeli ve dönüşümlü beslenmedir. Dönüşümlüden kastettiğim her gün aynı besin gruplarını almamak. Mümkün olduğu kadar temel besin gruplarını değiştirerek tüketmek. Her gün aynı şeyleri yemeyin.

• Evlerde hareket azaldığı için öğün sayınızı ikiye indirin. Unutmayın çok yemek demek sağlık demek değildir. Hatta yemek için acıkmayı bekleyin.

• Yemeklerinizi çok pişirmeden, kaynatmadan, çok fazla ısıya maruz bırakmadan pişirmeye çalışın. Çünkü özellikle vitaminler yüksek ısıda bozulur. Her öğün sofranızda çiğ besinler bulundurun.

•Besinlerden hedeflenen ögeleri alabilmek için bağırsak florasının sağlıklı olması gerekir. Eğer bağırsak floranız bozuk ise (şişmanlık, kabızlık, ishal, IBS vb varsa) sadece besinler ile değil vitamin mineral takviyelerinden de hedeflenen faydayı temin etmemiz çok kolay olmayabilir. Eğer bağırsaklar ile ilgili bir sıkıntınız varsa, hiç değilse bu dönem probiyotik desteği alın ve besinler ile de probiyotik tüketiminize biraz özen gösterin.

• Su, tüm metabolizmanızın, sindirim ve emilim işlerinin dengeli yürümesi için çok önemli. Artık burada söylenecek çok bir şey yok diye düşünüyorum. Susuz olmaz. 50 kilo bir kişinin günlük su ihtiyacı 2 litredir. Kendi ihtiyacınızı buradan belirleyin.

• Asitli içecek, alkol, sigara tüketiminiz fazla ise, hangi vitamini alayım diye araştırmanız çok da anlamlı değil. Evdeyken bedeninizi içeriden de temizleyerek bağışıklık sisteminize yardım edin.

Demem o ki, sağlıklı olmak emek ister. Ancak doğanın sunduğu besin kaynaklarında ihtiyacımız olan her şey var. Yeter ki biz yaşam şeklimiz ile bedenimize yardım edelim.

29 OCAK 2021

Görüntüle

Platelet Rich Plasma (Türkçesi Trombositten Zengin Plazma) kelimelerinin baş harflerinden oluşan PRP, kişinin kendi kanından hazırlanan ve tıbbın birçok alanında iyileşmeyi uyarmak ve düzenlemek için kullanılan bir yöntemdir. PRP hazırlama kiti yardımıyla, hastadan 10-60 ml arasında kan alınır, bu kan tek kullanımlık özel filtreler ve santrifüj cihazları ile ayrıştırılarak istenmeyen kısımları uzaklaştırılır. Ayrıştırılan 2-6 ml kısım, trombositten zengin plazmayı içerir ve birçok kas iskelet sistemi hastalığında uygulanır. Tendon hastalıkları, diz ve bağ hastalıkları, kas yaralanmaları, kıkırdak hasarları, osteoartrit, saçlı deri hastalıkları ve iyileşme desteği PRP’nin medikal uygulama alanlarıdır.

27 OCAK 2021

Görüntüle

Tokluk hormonu olarak bilinen leptin, büyük oranda yağ dokusundan salgılanan açlık duygusunu yok ederek vücut için gerekli enerjinin yağ depolarından harcanmasını sağlayan, vücudun enerji dengesini düzenleyen bir hormondur. Leptin direnci vücudumuzda üretilen çok fazla leptine karşı yapılmış yeni düzenlemedir, leptinin etkilerine karşı vücudumuzda direnç oluşmasıdır. Belirtileri:

• Kilolu veya zayıf olmak

• Sürekli stresli olmak

• Duygusal dalgalanmalar yaşamak

• Özellikle geceleri karbonhidratlı besinler yeme isteği

• Artmış iştah. Çok yemek, sürekli atıştırmak

• Sürekli yorgunluk hali

• Tiroid disfonksiyonu olması

• Kan yağ ve şekerinde yükseklik

• Besin alerji veya duyarlılıkları olması

25 OCAK 2021

Görüntüle

Elle yapılan tedavi anlamına gelen manuelterapi, biyomekaniksel temellere dayalı etkinliği kanıtlanmış bir tedavi yöntemlerdir. Lokomotor sistemin (kas eklem sistemi) disfonksiyon ya da hastalıklarında kullanılır. Manuplasyon, mobilizasyon, özel germe teknikleri, postizometrik relaksasyon ve klinik bantlama teknikleri gibi yöntemler içerir. Ülkemizde fizik tedavi uzmanları, özel eğitim almış tıp doktorları ve fizyoterapistler tarafından uygulanmaktadır. Seanslar halinde uygulanır. Uygulama süresi tanıya bağlı olarak değişkendir. Ağrısız bir yöntemdir. Elle yapılan bu tedavinin enerji terapileri ile bağlantısı yoktur.

22 OCAK 2021

Görüntüle

Mezoterapi bazı ilaçların, vitaminlerin, kan dolaşımını düzenleyen ve vücudu destekleyen maddelerin deri yoluyla vücuda verilmesidir. Mezoterapi ilk olarak bir nöralterapist olan M. Pistor tarafından ağrı tedavisinde kullanılırken keşfedilmiştir. Nöralterapi yaparken kullandığı prokain maddesine ek maddeler koyarak bölgesel tedaviler yapmıştır. Bu enjeksiyon tedavisinde derinin mezoderm denilen orta tabakası hedef alındığı için mezoterapi adı verilmiştir. Günümüzde de her ne kadar en çok medikal estetik uygulaması olarak özellikle yüz, saç ve boyun bölgesinde kullanılsa da, ilk kullanım şekli ağrı tedavisidir. Mezoterapi ağrı kesici etkisini tedavi sırasında göstermeye başlar ve sonrasında bu etki birkaç gün ve bir hafta süre ile artarak devam eder. Bu tedaviye net yanıtın anlaşılması için ortalama 3 seans yapılması uygundur. Seans sıklıkları 3 gün, 1 hafta ve 10 gün arasında değişmektedir.

20 OCAK 2021

Görüntüle

Ozon gazı aktif oksijen molekülüdür. Ozon gazı kullanılarak yapılan tedavilere ozon terapi denilir. Ozon terapi, güvenli, etkili ve bilimsel bir uygulamadır. Oldukça eski bir tedavi yöntemi olmakla beraber her geçen gün yararlı etkilerinin sayısı artmaktadır. Bakteri, virüs ve mantarları öldürür; Güçlü ve doğal dezenfektandır; Enfeksiyonlara karşı direnci artırır; Dokuların oksijenlenmesini ve temizlenmesini arttırır; Ağrı kesici özellik gösterir. Toksinleri atıcı özelliğe sahiptir; Kanın akışkanlığını arttırır.

• Dolaşım bozuklukları,

• Bel ve boyun ağrıları,

• Bağırsak hastalıkları,

• Deri hastalıkları,

• Kas - eklem hastalıkları,

• Metabolik hastalıklar (Şeker hastalığı),

• Alerjik hastalıklar,

• Koruyucu hekimlikte kullanılır.

18 OCAK 2021

Görüntüle

Düzenleme tedavisi olan Nöralterapi:

• Migren, baş-boyun-bel ağrısı, trigeminal nevralji, fibromiyalji, dismenore (ağrılı adet görme) başta olmak üzere ağrılı hastalıklarda,

• Kabızlık, diyare, gaz, hazımsızlık benzeri mide bağırsak sistemi hastalıklarında,

• Uyku bozukluğu, yorgunluk, tükenmişlik, adet düzensizliği, huzursuz ayak, baş dönmesi, kulak çınlaması benzeri durumlarda,

• Tenisçi dirseği, topuk ağrısı, donuk omuz, tendinit, sinovit benzeri çok sayıda akut ve kronik kas eklem ve romatizmal hastalıklarda kullanılır.

15 OCAK 2021

Görüntüle

Bağırsak florası, bağışıklık sisteminin bir parçası olduğu için önemlidir. Flora ortam demektir. Bağırsak florası, bağırsak iç yüzeyinin en üst tabakası mukozada bulunan mikroorganizmaların oluşturduğu ortamdır. Bu ortam doğum şekli ile belirlenir ve 3 yaşında olgunluğa oluşur. Yaşam boyu beslenme şekliyle, ilaçlarla, kimyasallarla, ameliyatlarla ve kişinin yaşam şekli ile şekillenir. Sağlıklı bağırsak florası için normal doğum ilk adım olmalıdır. Kimyasal ilaçlardan mümkün olduğunca uzak yaşam çok önemlidir. Sağlıklı bir bağışıklık sistemi için bağırsak florası göz ardı edilmemelidir. PRObiyotik ve PREbiyotikler beslenme zincirimizi oluşturmalıdır.

13 OCAK 2021

Görüntüle

Akupunktur vücutta bulunan özel noktalara iğne batırmak yoluyla herhangi bir hastalığı veya fonksiyon bozukluğunu tedavi etmenin bir yöntemidir. Tedavide vücudun kendi kendini onarma ve iyileştirme mekanizmalarını harekete geçirmek hedeflenmektedir. Ülkemizde 40 yıla yakın zamandır uygulanan ve artık Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanmış bir tedavi metodudur. Migren ve gerilim tipi baş ağrıları, cilt hastalıkları, stres ve depresyon, hormonal bozukluklar, kabızlık, diyare ve benzeri sindirim sistemi hastalıkları, enfeksiyon hastalıkları, uyku bozuklukları, metabolizma hastalıkları, iştah kontrolü ve bağımlılık tedavileri akupunkturun başlıca kullanım alanlarıdır.

11 OCAK 2021

Görüntüle

Pandemi dönemi ile bağışıklık sisteminin önemi daha çok anlaşıldı. Bağışıklık sistemi, hormonların sistemi (endokrin sistem) ve sinir sistemi fonksiyonel bir bütünlük içinde çalışır. Bu 3 sistemin düzenlenmesinde nöralterapi en etkin tedavilerin başında gelir. Bağışıklık sistemini güçlendirmek için günümüzdeki en popüler tedavileri şöyle sıralayabiliriz:

• C vitamini (oral ve tercihen yüksek doz serum ile)

• Glutatyon ve antioksidan serumları (selenyum, asetil sistein vb)

• Mineral ve eksik vitamin serumları (magnezyum, çinko, bikarbonat, B vitaminleri)

• Ozon tedavisi (majör ozon, rektal ozon, minör ozon)

• Gıda takviyeleri (Quercetin, kurkumin, omega, melatonin vb)

8 OCAK 2021

Görüntüle

C vitamini insan vücudunda sentezlenemez ve C vitamini bir antioksidandır. Antioksidanlar, vücudumuzun savunma hücreleri tarafından kullanılan serbest radikalleri, görevlerinin bitiminde elektron ile doyurarak, zararlı etkilerine dur diyen maddelerdir. Aksi halde bakteri ya da virüslere karşı bizi koruyan radikaller durdurulmazlarsa bize de zararlı hale gelirler. İşte antioksidanların özellikle bağışıklık sistemini destekleme görevinin mekanizması elektron donörü olmasıdır. Vücudumuzda sentezlenemeyen C vitamininin dışardan alınmasının (oral ya da damardan) önemi budur.

6 OCAK 2021

Görüntüle

Vücuda solunum, ağız, cilt ve her yoldan alınan maddeler bir seri özel kimyasal işleme tabi tutulur. Bu sürecin sonunda faydalı olan maddeler vücut tarafından kullanılırken, faydalı olmayan ya da zararlı olan maddeler detoks organları (bağırsak, karaciğer, böbrek, deri, akciğer) tarafından uzaklaştırılır. Alım fazlalığı, reaksiyon bozuklukları ya da atım yetersizliği ile atılmayan maddeler (toksin) birikmeye başlar. Toksinler hidrojen (H) iyonu içerir (ya da bağlar), bu sebeple toksin biriktiren vücut asidik hale gelir. Vücudun asidik olduğu biyokimyasal ya da elektriksel tanı sistemleri dışında nasıl anlaşılır? Bazı klinik bulgular ile asidik bedenin asitleştiğini anlamak mümkündür. Başlıca:

• Cilt değişiklikleri (kızarıklık, sivilcelenme, döküntü, kaşıntı, sertleşme),

• Vücut kokusunda değişiklik (ter, idrar, gaita ya da ağız kokusu),

• Kilo vermeye karşı direnç gelişimi, sabahları artan ve hareketle azalan ağrılar ve beslenmesine dikkat etmesine rağmen yüksek kolesterol seviyeleri de latent asidozum en tipik belirtileri olarak karşımıza çıkabilir.

Latent asidoz beslenme düzenlemesi, özel serum tedavileri ve nöralterapi ile tedavi edilen bir tablodur.

4 OCAK 2021

Görüntüle

Normal şartlarda vücudumuz, ham maddesi olan sistein, glisin ve gtutamatı kullanarak kendi glutatyonunu üretir. Sağlıklı olabilmek için yeterli glutatyon rezervi gereklidir. Vücut rezervinin tam olması güçlü bir bağışıklık sistemi ve aktif bir detoks sistemi anlamına gelir. Sağlıklı bir erişkinin vücudunda 10 gr glutatyon vardır. Gıdalardan kazanabileceğimiz glutatyon miktarı ise ancak 100-150 mg'dır. Yaş almak, alkol-sigara kullanımı, kimyasal ilaç kullanımı ve yüksek stres ile glutatyonun üretimi azalır, fonksiyonları yetersiz kalır. Bu durumda dışardan glutatyon desteği gerekli ve önemli hale gelir. Etkileri:

• Antioksidandır (hücreleri korur)

• Bağışıklık sistemini güçlendirir

• Karaciğeri korur

• Vücudun enerjisini arttırır

• Ağır metal atılımını hızlandırır

• Viral ve bakteriyel hastalıklara karşı korur

• Stres kontrolüne yardımcı olur

• Akciğer hastalıklarına karşı korur

• Konsantrasyon yeteneğini arttırır

• Yaşlanmayı yavaşlatır

• Detoksun anahtarıdır

Dengelemek için farklı yollarla takviyesi yapılabilse de Dünya’da kabul görmüş en etkin yöntem C vitamini desteği ile birlikte glutatyonun damardan serum yoluyla yapılmasıdır.

2022 Eylül 2

Görüntüle

Çene ekleminizdeki sorun boyun ve omuz kaslarınız ile doğrudan ilgili olabilir!

Çene eklemi bozukluklarının %75’i kas kaynaklı problemler olabilmekte. Genelliklede boyun ve omuz kasları ile doğrudan ilgili olmaktadır.

Kas kaynaklı olan çene eklemi hastalıklarında, omuzlarda kulunç olarak bilinen ve çiğneme kaslarının içindeki bastırma ile hassasiyet yapan tetik noktalarının tedavisi son derece önemlidir çünkü bu noktalar kasları gererek çene eklemininde gerilmesine ve eklemin hareket ederken sesler çıkarmasına ve açılıp kapanırken kaymasına neden olur.

Bu tetik noktalarının tedavisinde ilk aşama nöralterapi uygulaması ve germe egzersizleridir. Tedavinin ikinci kısımı eklemdeki sorunun kaynağını bulmaktır.

Paylaşımlar bilgilendirme amaçlıdır.

#drtijenacarkan #fizyopataloji #getat #nöralterapi #akupunktur #manuelterapi #ozonterapi #hipnoterapi #kinezyoloji #kupaterapisi #vegatest #beslenme #homeopati #tamamlayıcıtıp #sağlıklıyaşam #sağliklibeslenme
#çeneeklemi #çeneeklemağrısı #omuzağrısı #kasağrıları #boyunağrısı

2022 Mart 14

Görüntüle

İnsanın sevdiği mesleği yapması öyle güzel ki bunun için muayenehaneme geldiğim her sabah şükrediyorum.

Bu yıl mesleğimin 26. yılı ama bana dün gibi geliyor mezuniyetim. Bu mesleğe 1990 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde büyük bir aşkla başlamıştım. Her geçen yıl mesleğime olan hayranlığım, sevgim ve heyecanım şükürler olsun ki artarak büyüyor. Mesleğimi icra ettiğim 26 yıldır her hastam başka bir hikaye benim için. Kendi hikayeme onları da katıyorum böylece her şey daha anlamlı ve daha güzel oluyor.

Doktorluk bir meslek olabilir ama Hekimlik bir yaşam şekli. Bana bu farkı öğreten hocalarıma minnetlerimi sunuyorum. Bugün Tıp Bayramımı kutlayan herkese şükranlarımı sunuyorum.

Kendime teşekkür ediyorum bu şanslı seçimimden dolayı.

Rahmetli anne ve babama teşekkür ediyorum beni okutup destekledikleri için.

Hocalarıma teşekkür ediyorum, bu mesleği öğrettikleri, el verdikleri için.
Bugüne kadar bana gelen, beni seçen tüm HASTALARIMA ve danışanlarıma hikayelerinizi hayatıma kattığınız için teşekkür ediyorum.

Tüm meslektaşlarımın da Bayramını kutluyorum.