AKUPUNKTUR HAKKINDA BİLMEK İSTEDİKLERİNİZLE İLGİLİ DR. NAZLIKUL'LA RÖPORTAJ

Akupunktur: İki kelimenin birleşiminden meydana gelmiş bir kelime.

Acus: İğne puncture: batırmak; (acupuncture) akupunktur: İğne batırmak demek.

Akupunktur tedavisi: Yeri ve özelliği olan belirli noktalara, akupunktur eğitimi almış bir doktor tarafından, belirli bir süre akupunktur iğnesi batırılarak yapılan tedavi demektir.

Bu tedavinin beşbin yıllık bir tarihi vardır.

Akupunktur felsefesine göre, insan vücudunda 12 çift 2 de tek olmak üzere 14 meridyen vardır. (Ayrıca esktra meridyenler de var.) Bu meridyenlerin üzerinde de 360 tane akupunktur noktası bulunuyor. Son yıllarda yapılan araştırmalarda bu noktalara bin tane yeni nokta daha ilave edilmiştir.

İnsanın doğuşundan itibaren vücudunda var olan ve “çi/qi” adı verilen hayat enerjisi, bu meridyenlerden 24 saat süreyle bir ömür boyu akacaktır.

T. Acarkan : AKUPUNKTUR NEDİR?

H.Nazlikul : Sağlıklı bir yaşam için olması gereken ruhsal, bedensel ve zihinsel enerji dengemizin sağlanmasında tercih edilen akupunktur tedavisi köken aldığı Çin’de yaklaşık 4000 – 5000 yıllık bir geçmişe sahiptir.

Vücutta kan dolaşımına da benzetebileceğimiz enerji dolaşımımızın iç ve dış çeşitli etkenlerle sekteye uğradığı durumlarda hastalık olarak adlandırdığımız belirtiler ortaya çıkar.

T. Acarkan:  Yani tüm rahatsızlıkların temelinde enerji dengesizliği mi var demek istiyorsunuz?

H.Nazlıkul : Evet, bozulan bu enerji dengesi akupunktur yardımı ile tekrar sağlandığında organizma rahatsızlıklarla daha kolay baş edebilir.

Ağrı ile seyreden hastalıklardan cilt rahatsızlıklarına, bağırsak sisteminden sigara alışkanlığına kadar geniş bir yelpazede çeşitli rahatsızlıkların tedavisinde ve belirtilerinin düzeltilmesinde başarılı olmaktadır.  

İğne tatbik tedavisi olarak da bilinen akupunkturda vücutta fonksiyonları belli nokta alanları kullanılır.

Bu noktaların iğne, lazerle, nöralterapi veya biyofoton uyarılması ile hastalıklar ve belirtileri tedavi edilir.

T. Acarkan: Akupunktur sadece bedende uygulanan bir metod mudur?

H.Nazlıkul : Hayır, genel vücut akupunkturunun yanı sıra pek çok mikro sistem akupunkturu vardır. Vücut akupunkturunun yanı sıra en yaygın olarak tercih edilen mikro sistem ise kulak akupunkturuyla insan enerji alanlarını dengelemek mümkündür. Kulak bulunan organizmanın fonksiyon bölgeleri uyarılarak istenilen refleks etkiler elde edilmiş olur.

T. Acarkan:  Kulak akupunkturu nedir ve bunun etki mekanizmasını nasıl açıklıyorsunuz?

H.Nazlıkul: Kulak akupunkturu bir mikro sistemdir. Kulak kepçesinde baş aşığı bir fetus düşünün. Bedenimizdeki tüm organlar kulak kepçesinde yansımasını bulurlar. Rahatsız olan organların kulak kepçesindeki yansıma noktalarından değişiklikler meydana gelir. Bunlara dokunarak, bakarak, ısı ölçümü yapılarak veya bir detektör ile direnç ölçümü yapılarak patolojik dediğimiz organdan meydana gelmiş olan dengesizliği tespit etmek mümkündür. Kulak akupunkturu ezbere uygulanmaz. Sorunlu olmayan bir noktayı veya organı kulak kepçesinden tespit etmek mümkün değildir.

Hastanın kulağından yapılan bir ölçümden önce hastanın kapsamlı öyküsünü almak ve fizik muyanesini yapmak ve daha sonra kulakta yapılan bir dedeksiyon bizi doğru yönlendirecektir.

T. Acarkan: Akupunktur bir denge durumu mudur? Denge olarak belirtiğiniz durumu biraz daha açabilir misiniz?

H.Nazlıkul: Doğada, nasıl ki “gece-gündüz”, “soğuk-sıcak”, “acı-tatlı” gibi zıtlıklar dengesi varsa, insan vücudunda da böyle zıtlıklardan oluşan bir denge sistemi vardır.

Bu sisteme “yin” ve “yang” dengesi veya diğer bir adıyla vejetatif sinir sistemi denir.

Sağlıklı kimselerde bu denge yerindedir. Bu denge bozulmaya başladıkça rahatsızlık ortaya çıkmaya başlar. İleri derecesi, hastalık dediğimiz bozulmadır.

Bir otomobil düşünün... Nasıl sıfır km otomobil, kullanmaya başlandıktan sonra (kullanmaya da bağlı olarak) zaman içinde arızalar vermeye başlar ve ne kadar iyi bakılırsa bakılsın bir zaman sonra eskir, tıpkı insan vücudu da böyledir.

Doğuşta insan da her bakımdan sıfır km’dir. Ancak zamanla bizi de bazı sıkıntılar bekler ve doğuşta bir denge üzerine kurulu sistemimiz etkilenir.

T. Acarkan: Bedenimizdeki bu denge nasıl bozulur ve buna neden olan faktörler nelerdir?

H.Nazlıkul: İnsan sağlığı üzerinde etkili olan her şey. Bunun onbinlerce nedeni vardır buna birkaç örnek teşkil etsin diye; aşırı sıcak ve soğuklar, cereyanda kalma, hava kirliliği, nemli ve rutubetli ortam, kullandığımız kimyasal ilaçlar, beslenme bozukluğu, fast food tarzı, ayakta ve hızlı beslenme, stres, gerilim, öfke, zor hayat şartları,yürüyüş ve hareket azlığı, suni gıdalar ve yiyecekler, sigara ve alkol gibi zararlı maddeler, tuvalet alışkanlığı bozukluğu, elektrosmog olarak bilinen elektriksel kirlenme, çevre kirliliği ve giydiğimiz elbiseler hep bu dengeyi etkileyen sebeplerdendir.

T. Acarkan: Akupunkturda teşhis nasıl konuluyor?

H.Nazlıkul: Hastanın alınan kapsamlı öyküsü ve fizik muayenenin yanı sıra, Akupunktur muayenesinde ayrıca ilave teşhis yöntemleri de var:

Kollardan nabza bakarak ancak artık Pulsdiagnostik cihazı sayesinde bu enerji durumunu somut bir şekilde ölçmek mümkündür.

Dile bakılarak, kulaktan dedektör yardımıyla sinyal alarak, Ayrıca akupunktur teşhis yönteminde, derinin rengi, kılların durumu çok önemli bulgular verir. Omurganın muayenesi, konektif doku muayenesi vs de akupunktur teşhis yöntemleri arasındadır.

Kulak dediğimiz o kıkırdak organ, aslında vücudumuzda bulunan bütün organlarının yansımasını bulduğu yerdir. Eğer midede ya da bağırsakta bir sorun varsa, ya da ne bileyim ciğerlerde bir sorun yaşıyorsanız, stres ve gerilim içindeyseniz, kulakta dedektör o noktalara geldiğinde ölçülebilir bir sinyal tespit edilecektir. Eğer rahatsızlıklık ve organda herhangi bir dengesizlik yoksa o zaman her hangi bir noktayı kulakta tespit etmek mümkün değildir.

Yine dilimiz birçok rahatsızlığı ele veren bir organdır. Dilin üzerindeki renkler, çizgiler, kızarıklıklar, sararmalar, beyazlıklar hepsi birer işaret birer belirtidir. Tabii hangi görüntünün hangi belirtiyi verdiğini ancak akupunktur uzmanı bilir.

T. Acarkan: Akupunktur bu dengesizlik üzerinde nasıl bir etkiye sahiptir?

H.Nazlıkul: Akupunktur tedavisi bozulan dengeyi düzeltir ve denge sistemini kuvvetlendirir. Hastalanan insanın dengesi bozulmuş demektir. Akupunkturla tedavi olduğunda bu denge düzelecek ve hastalık da ortadan kalkmış olur. Böylece ilaçların yan etkisinden de kurtulmuş oluruz.

T. Acarkan:  Akupunktur nelere iyi geliyor?

H.Nazlıkul: Akupunkturla tedavi edilen hastalıklar her geçen gün daha da artmaktadır. önceleri akupunktur koroner kalp hastalıklarında, kalp ritim bozukluklarında, kolesterol yüksekliğinde, gut hastalığında, artrozlarda, behçet hastalığında destekleyici önemli bir Tamamlayıcı Tıp metodudur.

Ayrıca yaralanma, yırtılma, menisküs yırtığı, romatoid artrit, ameliyat yara ve sekel izlerinin, cilt kırışıklıklarının onarım ve tamirinde, sellülitte nöralterapi ile birlikte uygulandığından oldukça iyi neticeler alınmaktadır.

Sütü gelmediği için bebeğini emziremeyen annelerin sütü, akupunktur tedavisiyle gelmektedir.

Hamilelerde mide bulantısı, baş ağrısı gibi şikayetler akupunktur tedavisiyle yok olmaktadır.

Spor yaralanmalarında sporcu istirahat süresi en az yarı yarıya kısalmaktadır.

Sık sık grip, nezle, anjin, faranjit, kulak iltihabı olan çocuklarda bağışıklık sistemleri kuvvetlendirilip, bu hastalıklara yakalanma riski oldukça azaltılmaktadır.

Stres, gerilim, yüksek tansiyon düzelir ve böylece şikâyetler kısa zamanda ortadan kalkmış olur.

T. Acarkan: Zaman ayırdığınız ve her soruya kapsamlı yanıtlar verdiğiniz için teşekkür ederim...

Dr. Hüseyin Nazlıkul kimdir?

Akupunktur- Tamamlayıcı Tıp,  Hayatı Keşfet, Gerçek Detoksu Keşfet, Unutuğum Bedenim kitaplarının yazarıdır. Bilimsel Akupunktur ve Regülasyon Derneği'nin Onursal Başkanıdır, GPA’nın (Uygulamalı Akupunktur Cemiyeti) eğitim görevlisi,  DAfAG ( Alman Akupunktur  Federasyonu Eğitmenidir) Türkiyedeki Nöralterapi Derneği'nin başkanı, Uluslararsı Huneckeye göre Nöralterapi Konfederasyonu üyesi ve eğitim görevlisi ve tamamlayıcı tıbbın 2008 Huneke Madalya sahibi, Tamamlayıcı Tıp ve Regülasyon Derneği Başkanı ve Manuel Tıp Derneği 2. Başkanıdır.