Ölüm.. Yaşamda herkes için sözün bittiği yer...
Acıyı paylaşmak ise ardında kalanlar için yapılabilecek tek şey.
Gerek ülkemizde gerek uluslararası bilim dünyasında önde gelenler, ilkleri söyleyenler, kral çıplak diyebilenler başlangıçta hiç anlaşılmaz.
Meslek hayatımda kendimi çok şanslı hissediyorum. Yaklaşık 10 senedir öğrencisi ve 7 yıla yakın zamandır asistanı olduğum Hocam Dr. Hüseyin Nazlıkul Türkiye'ye geldiğinden beri bağırsakların öneminden bahseder. Probiyotikleri anlatır. Ağır metallerin ne olduğunu söyler.. Besin duyarlılığı der. Hastalık yoktur hasta vardır der. Karbonhidrattan uzak durun der. Hastaya dokunmak, muayene etmek gerektiğini söyler. Ve hastaya bir bütün olarak bakmayı öğretir bize.
Ülkemizde Ahmet Aydın gibi, Hüseyin Nazlıkul gibi kral çıplak diyebilen kaç kişi var ki. Bu insanlar ömürlerini bilime adamış meslekleri yaşamları olmuş bilim insanları. Hepsi de söylediklerini belgeler ile kanıtlar ile savunan kişiler. Onlar cesur kişiler. Dün Ahmet Hocayı kaybettik. Tüm meslektaşlarımı, tüm büyüklerimi ve arkamızdan gelenleri daha duyarlı olmaya davet ediyorum.
Değerli Hocam gittiğin yerde toprağın bol için huzurlu olsun. Senden öğrendiklerimizi biz öğrencilerin ve arkandan ağlayan hastaların anlatabildiğimiz kadar anlatmaya, öğretebildiğimiz kadar öğretmeye devam edeceğiz.
Çok değil sadece 10 yılda adı hiç bilinmeyen hatta duyulunca burun kıvrılan konular; probiyotikler, otizmde beslenme-bağırsak ve ağır metaller, toksin olan rafine gıdalar, kolesterol gerçekleri ve daha pek çok konu onlar sayesinde bugün sempozyum konuları haline geliyor. 10 yıl önce probiyotikleri zor koşullarda yurtdışından getirtmeye çalışırken bugün eczaneler muadilleri veriyorlar. Sen rahat uyu ve hakkını helal et Hocam. Hüseyin Hocam sen de hep yanımızda ol ve her daim biz öğrencilerini aydınlatmaya devam et..
En derin saygılarımla..
Dr. Tijen Acarkan...