Sorun ya da hastalık olarak uykusuzluk denildiğinde işe güce yoğunluğa bağlı olmadan, gerçekten uyumak için uyku saatinde yatağa girip de saatlerce bir sağa bir sola dönerek uyuyamamaktan bahsediyoruz. Toplam uyku saati olarak değil yeterli süre ve kalitede uyku alamamak, güne enerjik dinlemiş başlayamamaktan bahsediyoruz. Uyumak isteyip de uyuyamamaktan bahsediyoruz.
Uykusuzluk ağrıdan sonra en çok bildirilen ikinci şikâyettir. Uykusuzluk sorununun yol açtığı kayıplar Amerika’da yapılan bir çalışmaya göre yılda 150 milyar dolara varmaktadır. Yurdumuzda da böyle bir çalışma yapıldığında eminim sonuçları çok benzer olacaktır.
Uykusuzluk iş gücünü, verimliliği, günden keyif almayı kısaca hayat kalitesini gerçek anlamda bozan bir durum olarak karşımıza çıktığı için tıpkı ateş gibi, ağrı gibi, kilo kaybı gibi araştırılması gereken bir hastalıktır.
Uykusuzluğun çok sayıda sebebi vardır: Psikolojik, yaşlılık, menopoz, huzursuz bacak sendromu, ilaçlar, nörolojik hastalıklar, sebebi bilinmeyen uykusuzluk, sağlıksız yaşam koşulları…
Bugün artık uykusuzluk çözümsüz bir hastalık olarak değerlendirilmemektedir. Bugün pek çok merkezde Nöroloji kliniklerine bağlı olarak çalışan uyku laboratuarları, tanıda kullanılan çok sayıda test var. Ve tedavi yöntemleri var. Uykusuzluk artık çözümsüz değil.
REÇETE: Süt, yoğurt, yumurta, badem, enginar, şeftali, kayısı, yulaf, patates, muz, ceviz yenmesi uyku getirir.
Uyumak için öneriler: Uykusuzluğun tanı ve tedavisini konunun uzmanlarına bırakarak sizlere uyku kaliteniz için ya da uyumanızı kolaylaştırmak için birkaç ortak öneride bulunacağım:
- Yatmadan önce zihninizi günün stresinden arındırın.
- Uyuyamadığınızda saate bakmayın ve saat seslerini odanızdan uzaklaştırın.
- Akşam yemeğinizi en geç 20.00 ye kadar yemiş olun.
- Akşam yemeğinden sonra kafein almayın.
- Yatmadan önce alkol almayın ve sigara içmeyin.
- Yatmadan önce bitki çayları için.
- Yatak odanız çok sıcak ya da çok soğuk olmasın.
- Yatak odanızda TV, bilgisayar gibi elektronik cihazlar bulundurmayın.
- Yatağınızda yemek yemeyin, televizyon seyretmeyin, yüksek sesle müzik dinlemeyin.
- Yatak odanızda canlı çiçek bulundurmayın.
Bunlarla da çözülmedi mi! İşte o zaman Nöralterapi ile tedavi olma vaktiniz gelmiş...
Dr. Tijen ACARKAN