Beş Boyutlu Beden

Beş Boyutlu Beden

188+
beş-boyutlu-beden

REGÜLASYON TIBBI BAKIŞIYLA BEŞ BOYUTLU SAĞLIKLI BEDEN

Beş boyutlu beden, kinezyolojide bilinen 3 boyutlu yaklaşımın geliştirilmiş şekli olarak tanımlanabilir. İlk olarak 1978 yılında Prof. Dr. med. Horst Ferdinand Herget tarafından tasarlanmış, yıllar içerisinde Klinghart tarafından modifiye edilmiş ve Nazlıkul da bu konuda çalışmalara devam etmiştir. Beş boyutlu bedeni kavramak, insanı bir bütün olarak değerlendirmeyi sağlar, bu yaklaşım da hekimin klinik başarısında anlamlı artışa neden olur. Bu model bugün regülasyon ve tamamlayıcı tıp bakış açısının merkezine entegre olmuştur. Ülkemiz hekimlerine beş boyutlu beden kavramı, Prof. Herget’in öğrencisi, regülasyon tıbbı ve tamamlayıcı tıp çalışmalarının öncü eğitmenlerinden Prof. Dr. med. Hüseyin Nazlıkul tarafından öğretilmektedir. 

Regülasyon tıbbı ile uğraşan hekimler hangi konuları bilmelidirler? Tamamlayıcı tıp ve regülasyon tıbbı açısından başarılı olmak ve bütünü görebilmek için bedenin beş boyutunun işlevini anlamak ve kavramak çok önemlidir. Tamamlayıcı tıp, hastalığı etken olabilen genetik, çevresel, edinsel, sosyal, güncel faktörler ile organdaki bozukluklardan etkilenen diğer organsal, fonksiyonel, psikolojik ve ruhsal farklılaşmaları birlikte değerlendirir. Tamamlayıcı tıpta başarılı olmak için bedene klasik yaklaşımdan farklı bir bakış açısına ve regülasyon çözümüne ihtiyaç vardır. 

İyileştirme sanatlarından biri olan klinik kinezyoloji kas testi, geleneksel olmayan, biyoenerjik metotlardan birisidir. Klinik kinezyoloji, vücut fonksiyonlarındaki değişimleri, henüz fiziksel olarak kendini göstermeden önce ortaya çıkaran erken uyarı sistemidir. Vücudumuzun gizli mesajlarını ve geleneksel yaklaşımlarla cevap aradığımız sağlık sorunlarının derin nedenlerini ortaya çıkarır. Kas testinin bu geri bildirim sistemiyle, kendi özel vücut dilini yorumlamasını değerlendiriyoruz. Klinik kinezyolojide beden üç boyutta değerlendirilir; Kimyasal, yapısal ve psikolojik. Kronik hastalıklarda başarılı olmak için bedene tedavi amaçlı en az iki, daha iyisi üç yönlü uyaran vermenin gerekliliği üzerinde durulur.

İnsan bedeni bir bileşkedir. Kimyasal ve fiziksel yapının yanında üçüncü yapı psikolojik yapıdır. Psikolojik rahatsızlıkların ne olduğunu saptamak ve kullanılacak tedavi türünü de kinezyolojik testlerle seçmek mümkündür. 

Vücuttaki her şey bilgi ve regülasyondur. Bu bütünlük bir çok hekim ve terapist için muhtemelen karışık, eksik ve çelişkilidir. Ancak konuya ilgi ile yaklaşmak belki başka bir konu ile ilgilenmeye de vesile olur. Beş boyutlu bedeni anlamak regülasyon tıbbının olmazsa olmazıdır. Regülâsyon tıbbı ile tamamlayıcı tıbbın kavranması ve modern tıp ile olan ilişkisini sağlamak elektriksel bedenle mümkün olmaktadır. Regülasyon tıbbı, tamamlayıcı tıp, modern tıp ve geleneksel tıp arasındaki en iyi ve doğru köprü nöralterapidir. Çünkü elektriksel bedenin kavranması ve bunun diğer boyutlarla olan kesişmeleri VSS sayesinde olmaktadır. Bunu düzenleyen önemli bir tedavi nöralterapidir. İnsanlar ancak varoluşlarını derinlemesine ortaya koymaları halinde kronik hastalıklarından kurtulabilirler. Bunun için de bedeni beş boyut olarak görüp değerlendirebilmek gerekir.

Bedenin Birinci Boyutu (Fiziksel Beden)

En altta, birinci sırada bulunan basamaktır. Fiziksel beden de denir. En altta olması ile her şeyin fiziksel bedenin üzerinde durduğu da düşünülebilir. Fiziksel beden, bütün bedenin yerküre ile yani enerji kaynağı ile olan bağlantısıdır. Fiziksel beden beş duyumuz ile algılayabildiğimiz ve ciltte sona eren boyuttur. Gördüklerimiz, duyduklarımız, kokladıklarımız, dokunduklarımız ve tattıklarımızla özdeştir. 

Bedenin İkinci Boyutu (Enerji Beden)

Bedenin ikinci boyutu enerji ya da elektrik bedendir. Burası sadece sinir sisteminin bütün elektrik ve elektromanyetik olaylarına neden olan elektriksel aktivitelerinin toplamı değildir. Vejetatif sinir sisteminin 500.000 km.’lik yüzeyi ile vücudun her yerini boydan boya sardığını biliyoruz. Mevcut ileti nöronal yapının etrafında dinamik bir elektriksel alan oluşturur. Oluşturulan bu elektromanyetik alan perpendiküler bir yayılım ile vücudun yüzeyinden uzaya uzanırlar. Vücuttan uzaklaştıkça gücü azalmasına rağmen, teorik olarak bu elektromanyetik alan sonsuzluğa doğru uzanır.  

VSS, çok ince örülmüş bir ağ şeklinde temel maddenin içinden geçer; asıl görevi, ortamın sabitliğinin korunması ve organ fonksiyonlarının koordinasyonudur. Burada önemli olan sürekli bir biçimde bilgi toplanması ve bunun işlenmesidir. Bu tanım ve transit mesafede meydana gelen reaksiyonların ayrıntıları daha sonra Pischinger ve Heine tarafından detaylandırılmıştır. Enerji bedeni diye tanımladığımız VSS, aynı zamanda yer çekimi, solar güç ve Schuman’ın elektromanyetik güçleri gibi bilinen diğer fizik güçlerin etkisinde olan boyuttur.

Bedenin Üçüncü Boyutu (Mental veya Duygusal Beden)

Bireysel olarak zihinsel alan veya uzlaşma alanı da denilmektedir. İsminden de anlaşıldığı üzere bedenin üçüncü boyutu olan mental bedende duygular özel bir yer tutar. Bilinçaltı ve bağırsaklarda kendini hissettiren duyguların düzensizliğinde pek çok hastalığın şekillendiğini bilimsel olarak biliyoruz. Mental beden insan psikolojisi ve sağlığı için çok önemlidir. Çünkü duyguların regüle olması bir bütünlük gerektirir. Bu da ancak enerjisel bedenin yani VSS’nin regülasyonuyla sağlanabilir. VSS regüle olmayan bir insanın bütünlük içerisinde olması mümkün değildir. Bu noktadan bakıldığı zaman kimyasal ilaçlar ile psikolojik rahatsızlıkların tedavisinde neden çaresiz kalındığını anlamak çok daha kolay olacaktır.

Regülasyon tıbbının en önemli metotlarından biri nöralterapidir. Nöralterapinin gerek VSS, gerekse bağırsakların daha sağlıklı çalışması için önemi de buradan ortaya çıkmaktadır. Nöralterapi ile bedenin birinci, ikinci ve üçüncü boyutlarına etki edilerek bedenin regülasyonuna katkı sunmak mümkündür. 

Bedenin Dördüncü Boyutu (Sezgisel Beden)

Kızılderililer bedenin bu boyununa turiaya diyorlar. Bu boyutta sembollerin önemli bir merkezi yeri vardır. Beyin derinde sembollerle çalışır. Semboller resime ve resim de duygulara dönüşür. Bu boyut aklın ve dilin ötesindedir ve geçmiş yaşamların, yakın ölüm deneyimlerinin, arketiplerin, ruhun sahip olduklarının, geçmiş devletlerin, karmaları, nesiller boyu çözümlenmemiş aile yüklerinin etkisi altındadır. 

Ünlü ruhbilimci Sigmund Freud’un araştırmalarının da büyük bölümünü oluşturan uyku sırasında, kişinin bilinçaltındaki düşüncelerinin, özlemlerinin ya da isteklerinin bir film şeridi gibi göz önünden geçtigi varsayılır ki buna rüya adı verilir. Freud’a göre bilincin gizlediği, tamamen sakladığı olgular ortaya çıkabilmek için yol aramaktadır. Bunlardan bazıları da rüyalar haline girerek kendilerini gösterir. Freud’un yolunda ilerleyen doktorlar da günümüzde rüyalara önem verip, rüyaları bilimsel olarak açıklayarak hastalarını tedavi etmektedir.

Bedenin Beşinci Boyutu (Ruhsal Beden)

Bu boyut kişinin kendini iyileştirme düzlemidir ki ruhsal beden adını vermekteyiz. Burada tek mevcut ilişki bireyle yaratan arasındadır. Beşinci boyut Tanrının insana ulaştığına inanılan bir boyuttur. Bu şekilde birey kendi yolunu belirler, gücünü kullanır, öğrenir ve deneyimler. Bir hekim, psikolog hastasına beşinci boyutta yardımcı olurken dikkatli olmalıdır. Gerçekten bu düzeyde deneyimli olan kişilerin, deneyimlerini kelimelerle anlatamayacak kadar derin bilgi, saygı ve anlayışları vardır. 

Yorum Yapın

Dr. Tijen Acarkan

avt2

Merhaba, 1973 İstanbul doğumluyum. Terakki Vakfı Özel Şişli Terakki Lisesi’nden 1990 yılında ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden 1996 yılında  mezun olduktan sonra (Hakkımda..)

Makalelerim