Dünyada ve Türkiye'de Nöralterapinin Gelişimsel Tarihçesi-Etki Mekanizmaları Endikasyonları, Kontrendikasyonları ve Uygulama Alanları Nelerdir?

Nöralterapi, düşük konsantrasyonlarda lokal anestezik (LA) ilaçlar (prokain veya lidokain) kullanılarak, nörovejetatif sistemin uyarılması esasına dayanan bir regülasyon tedavisidir. Tarihçesi LA'in keşfedilmesine kadar uzanmaktadır. Ancak hastalıkları tedavi etmek amacıyla kullanılması, 1925 yılında Dr. Ferdinand ve Dr. Walter Huneke kardeşlerin, bir hastalarına tesadüfen yaptıkları enjeksiyon sonrasında gelişen olaylarla başlamış; 1940 yılındaki başka bir gözlemleri sonrasında ise 'bozucu alan' olarak adlandırdıkları "fokal odak"ların fark edilmesi, hastalıkların patogenezine farklı bir bakış açısı kazandırmıştır. Bunun ardından hem kendilerinin hem de onlarca bilim insanının katkılarıyla, yaklaşık 100 yıllık gözlem, bilimsel çalışma ve deneyimler sonrasında, etki mekanizmaları açısından modern tıp kapsamında sağlam temeller üzerine inşa edilmiş ve etkinliği kanıtlanmıştır. Günümüzde nöralterapinin etki mekanizması, Prof. Dr. Ricker'in 'Perfüzyon Patogenezi' ve Prof. Dr. Pischinger ile Prof. Dr. Heine'nin 'Temel Sistem Teorisi' ile açıklanmaktadır. Otonom yani vejetatif sinir sistemi (VSS) aracılığıyla mikrosirkülasyon, perfüzyon, ağrı, ağrı hafızası (engram), nörojenik inflamasyon, nöronal plastisite, bozucu alanlar, hormonal ve immün sistemler üzerindeki düzenleyici etkileri nedeniyle ağrılı tablolar başta olmak üzere her türlü akut ve kronik hastalıkta tek başına veya diğer tedavi yöntemleri ile kombine edilerek kullanılabilmektedir. Başlıca kullanım alanları arasında, kas iskelet sistemi hastalıkları, gastrointestinal sistem, hormonal sistem ile ilgili rahatsızlıklar, limbik sistem, detoksifikasyon organları, jinekolojik, dermatolojik, ürolojik, romatolojik, nörolojik ve allerjik rahatsızlıklar sayılabilir. Ancak bütün tedavi yöntemlerinde olduğu gibi bu endikasyonların yanı sıra, kontrendikasyonlar açısından da hastanın değerlendirilmesi oldukça önem taşımaktadır.